0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
37
Okunma

Gönül tahtımda yanan bir ateş ki özel,
Her bir zerresi aşkın, kalbime iner de zel,
Onu kırmadan sevmek, ne hoştur ki ezel,
Nar tanesi gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O kızıl perdenin altında saklıdır bin can,
Her bir tanesi ayrı bir sır, bilmez bunu yayan,
Bu aşkın lezzeti ki, dindirir tüm isyanı,
Nar tanesi gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Sanki yârin dudağından dökülmüş inciler,
Her biri ayrı bir tat, gönlümüze gelirler,
Bu bereket ki sığmaz, ne kâğıda ne teller,
Nar tanesi gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşkın bin parçası var, her birinde bir gizem,
Bir araya gelince, ne hoştur ki bu dem,
Sensiz geçen ömrümde, kalır mı ki bir elem,
Nar tanesi gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Gönül sarhoş olur da, o taneleri yedikçe,
Yârin cemâli gibi, ne hoş ki bu içtikçe,
Bu sevda ki derindir, alevlenir yandıkça,
Nar tanesi gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Kışın ortasında açan bir lûtuftur bu nâr,
Bize vuslatı müjdeler, ne hoş bir bahar, yâr,
Bu bereketin sırrını kim anlar, kim duyar,
Nar tanesi gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Âşıkın muradı ne ki?
O narın lezzetini tatmak, ne güzeldir ki,
Bu aşkın incisiyle gönlümde var tek ki,
Nar tanesi gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Hüseyin TURHAL