0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
53
Okunma
9o
Bir nefes gibi girersin içime,
Çocukluğumun kokusu sinmiş sokaklarında.
Her taşında bir anı,
Her çeşmende bir dua saklıdır.
Seninle başlar, seninle biter hikâyem.
Sabahın ayazında süt kokar rüzgârın,
Çoban sesleri yankılanır Demirci Baba eteklerinde.
Turnalar geçer,
Gökyüzü maviliğini senin dağlarından alır.
O kadar temiz, o kadar derindir.
Suların, yüzyılların yorgunluğunu taşır
Ama hâlâ berraktır, hâlâ umut verir.
Her damlası bir şifa gibi akar
Taşların arasından,
Dualarla karışır, toprağa can olur.
Bir yaz sabahı uyanmak isterim orada,
Güneş, ayvaların üstünde ışıldarken.
Bir kınalı keklik ötüşüyle
Hatırlamak isterim çocuk gülüşlerini,
Analı babalı sofraların bereketini.
Senin yollarında ayak izim kaldı,
Ben nereye gitsem peşimde bir toz bulutu,
Bir hasret gölgesi,
Bir özlem türküsü.
Senin adınla yanar sazımın teli.
Ey köyüm,
Ey kalbimin en derin yeri,
Sen sadece bir toprak parçası değilsin;
Sen vatanın özü, insanın mayası,
İyiliğin, sabrın, çalışkanlığın simgesisin.
Bir gün suların baraj olur,
Dağların ses verir dünyaya,
Ve sen, küçücük bir köy değil artık,
Bir destanın baş kahramanı olursun.
Ozan Güner der ki:
“Bir ömür geçse de uzaklarda,
Yaylacık’ın rüzgârı eser içimde.
Köyüm, toprağım, anılarım,
Ben sende varım,
Sen bende ölümsüzsün.”
Ozan Güner Kaymak
Amsterdam 26.10.2025
5.0
100% (2)