2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
163
Okunma
Denize muştuyla vurulan bir gül
Buluta sığınak ahvâliyle
Filizlenmiş vaveylâ genziyle
Maviyle kanatlanan gözlerin hırsıyla d/okunan
Şiyarım şuurumdâ bir sanattır suratımda
Gönlügâhın sur yanında ferman vardır çiçekler gibi
Ben nerenin sağırıyım
Ben nerenin körüyüm
Sanat saklarken bir gaip huzurda kalıyor
Vurulan kaburga süslü gözlerin
Saati şark bülbülüm esir kalır
Feri inmemişse şayet
Yükümden bir aşk gibi zülmünde yana
Titremişse zamandan
Üşüyorsa kibirli bir sihir doluyor sözümde
Üstün bir ala nur
Güneşe zekattır hâlim
Bir gölge etrafında zevâlim
Sözcük dokuyan ellerim mesela
Tutsak bir naz şuurunda kıyafetim
Çünkü aşk burkulurken kıskançlığından ürker
Ürkmek zeval vermez kaleme lâkin
Ekmek diye solarken güneşim
Hangi buzdan hediye alır yine ürkerim
Ayaklarım buz tutar
Ellerim biz olmaktır derdi çünkü
Ovuşurken hoh hohlayan diliyle şakırdayan
Bir şıngırak sesiyle de boğuşmaz
Derdi ekmek bilirim sözcük kavgasında yenikken
Çarşaf kağıdında bilinmez bir şiirle
Hangi harf fahiş hatayken
Burnu uzak bir duman altında
Hangi yakılmış odunun tükenmişidir bu
Kalemim kırılırken vesileyi unutmam
Kaynatarak bir dilsize derdi sorulur mu?
Bebekler
Ölüler
Deliler
Ve hayvanlar...
Üşüyor karanlık türküler senin dilinde
Aya aç durarak bir ahvâli yıkmak
Kanatlanırken iç geçirişlerde
Sövüyor beni yine garip garip
Geçmişi karıştırmadan
maskara olmak külünden
Ve özüne yakışan mum gibi serpilmek için
Mayası diye kendini kendine...
Sur yanında yaprak kalmış
Saçında kelebek kovalarken vicdanım
Eftelyâ vardelyasında*
Sağanak sağanak hasret döküyor Tanrı
Belki de dilekçe bekliyorum
Ölmüş bir sesten bir şarkı beklemek gibi
Dokunmayan delilerden akıl istemek gibi
esmalardan okunan bebeklerden kelam ededurmak için çırpınan bir anne gibi
Nasıl anlatsam derdimi sana
Kördüğüm çılgınlar şehrinde
Kül olmuş özüyle sokaklar bilirim
Beter..
Beter
Beter....
Ve yeter...
Gezgin imgeler ..
5.0
100% (5)