1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
115
Okunma

Sevgi neydi?
Bir bakışın içinde ürkek bir kıpırtıydı,
Yağmura karışan bir damla gözyaşı,
Sokağın orta yerinde, sessizce el uzatıp
“Gitme…” diyemediğin bir vedaydı aslında.
Sevgi, anlatmaya cesaret edemediğin masallar gibiydi;
Kimsenin duymadığı, içinde saklı bir sır…
Bir ressamın tuvalinde gezinen fırça izleri,
Bazen gökkuşağında kaybolmak,
Bazen de o renklerden sessizce dönmekti.
Sevgi; dizlerini inciten bir çöküş,
Sonra yeni bir güneşle başını kaldırışındı.
Ve bilirdin içten içe;
O artık bu şehirde nefes almıyor,
Ama sen yine de ona yer açıyordun kalbinde.
Sevgi; bir yüreğin taşıdığı iki kişilik gizdi,
Açmamış filizin dalında solan umut,
“Belki yarın söylerim…” diye
Ötelenen bir cesaretin sessiz kaybıydı.
Geç kaldım…
Ve o gitti.
Bir veda suskunluğunda kaldı sözlerim,
Gecelerime asılı bir yarım cümle gibi.
Ama öğrendim;
Sevda, sustukça büyümezmiş insanda.
Korku, bir kalbi korumazmış,
Sessizlik en derin ayrılıkmış aslında.
Şimdi bilirim; sevgi, geride susmak değil,
Yüreğe dokunan sözü zamanında söylemektir.
Belki o zaman bahar gelirdi yine,
Dalda çiçek, gökte uçurtma olurdu…
Ve bir çocuğun gülüşü gibi
Hafifçe dokunurdu hayata sevda.
@NURAL BEKTAŞLI
5.0
100% (3)