3
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
106
Okunma
"Kalbimdeki Selâ, Cenazemdeki Yokluk"
Ben seni bir sabah değil,
bir öğle telaşında da değil;
en çok gecenin tam ortasında gömdüm.
Yıldızlar şahit olmadı,
sadece buz kesmiş vicdanım ve
bir daha hiç atmayacak olan
o eski inancım...
Senin adın, kalbimin kubbesinde yankılanan
bir selâ oldu.
Duyduğum en hazin, en keskin ilahi.
O an, bütün mühletler doldu.
Bütün köprüler yıkıldı.
Senin için artık "rahmetli" benim lügatimde.
Can çekişen bir umudun son nefesi değil,
kesinleşmiş bir hükmün ilanıydı o ses.
Tarihe karışan bir devrin kapandığı an.
Gönlümdeki Mezarlık ve Son Hüküm
Şimdi sorarım sana:
Madem o selânın ağırlığı ile
beni çoktan toprağa verdin,
madem bu ruh, senin ellerinde küle döndü,
ne işin var benim cenazemle?
Hangi rolü oynamaya geliyorsun?
Samimiyetsiz bir gözyaşının tuzu
neye yarar ki artık?
Senin omuzladığın tabut,
sadece bir cansız kütük taşır.
Ama benim içimde ölen sen,
senin varlığının yası,
çoktan tutuldu, çoktan bitti.
Benden gidenin ardından kırk helvası bile kavurmadım.
Çünkü helallik diye bir borcum kalmadı.
Senin vefasızlığın, benim en keskin helalliğimdir.
Bu yüzden, ne kapıma gel, ne ardımdan ağla.
Ne duanda yerin var, ne mezar taşımda.
Seninle olan hesabım
o kalpte okunan selâ ile kapandı.
O gün bitti her şey.
Şimdi, sadece bedenin veda ettiği bir tören bu.
Ruhum, seni oraya misafir bile etmez.
Sen benim ebedi yokluğumsun.
Ve yokluklar, son vedalara katılmamalı.
Filiz küyük (Derya)06.10.2025
5.0
100% (2)