5
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
159
Okunma

Sahte yüzler
Gözlerdeki pusuya esir düştüm,
Dost bildikçe can evimden vuruldum.
Dillerimizden süzülen sözler hep yalan,
Ruhum savruldu, kapılar suratıma kapanırken.
Ekmeğimiz gibi bölüştük, sanırken sevgiyi,
Her lokmada darmadağınıktı kalbimiz...
Hangi rüzgâr aldı götürdü bu duyguyu?
Hangi helal dil, hangi vefalı yürek?
Nerede kaldı sırtını dosta yaslamak?
Utanç mı sardı şimdi insanı bu dertten?
Gülene bahar, ağlayana kasvet mi var?
Kalpler kilitli mi şimdi, vicdanlar mühürlü mü?
Kardeşlik ipi ne zaman, nerede çözüldü?
Bir selam, bir komşu çayı, bir tebessüm…
Hangi zehir doldu da bu kadar ağır geldi?
Çıkarların gölgesi mi sardı ruhları?
Kim öğretti bu kör kuyuyu, bu unutuşu?
Kime emanet şimdi bu paramparça düş?
Vakit tükenmeden, son bir yalvarışla,
Gelseniz ne olur ama maskesiz, ruhunuzla...
Bir özrün yankısı, bir sarılmanın ateşi,
Bir içten fısıltıyla yeniden doğsak ya…
Zira dünya malı bir var, sonra gölge misali.
Mezar dediğinse sonsuz bir yalnızlık…
Sözüm sizedir, ey dostluktan bihaberler!
Sırt çevirmek değil, el uzatmaktır marifet.
Ve bilin ki bir gün, her şey bittiğinde,
En büyük hazineniz,
Başını dimdik tutan; bir dostun,
Sessiz, kırgın duası olur sadece.
Şimdi kırık bir ayna, geçmişe bakıyor,
Her parçasında bir yüz,
Bir vefa borcu, bir ah, bir pişmanlık!
Geriye hiç kapanmayacak bir yara kalıyor,
Zaman da derman olmaz,
Yırtılan yüzlerde, yalan kanıyor...
Derya 🌹
5.0
100% (6)