nedir bu havadaki gürültü, penceremi ıslığıyla titreten ağacımın dallarını insafsızca kıran kapımı zorbaca zorlayan bu hangi güç; bu ne cesaret böyle!
benden korku mu bekliyorsun rüzgâr soytarısı! fırtınaların şahını yüreğimin tınısı diye dinlerim, yatağım ayaz tipi yorganımdır; kaya dalgalı denizlerde camdan sandalla boğuştu bu gönül, tufandan yürek kollarımdan kürek yaptım bir ömür yağmurda yaşarım her zaman su nasırıdır ellerim.
bileğimden emerek emeğimi kendimi besledim kendimden, saygıyla eğildim öz sevdanın önünde bağırarak söyledim namussuza adını; sakın kızmayın kalbime, sevginin fuhuşu olur mu hiç, pak olmanın tadını almışım bir kez kimse bozamaz fikrimin fiyakasını!
gün oldu iğne deliğinden geçti sözüm an geldi balyoz oldu dilim, dövdükçe edebin örsünde ruhumu kınında kanadı canım, korkmayın bıçağın keskin yüzünden, bilinmeyen ilim değil ki adamlık yeter ki damarları lağım olmasın insanın!..
ö.n
Fotoğraf, Faika Berat Pehlivan
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bileğimden emerek emeğimi kendimi besledim kendimden, saygıyla eğildim pak sevdanın önünde bağırarak söyledim namussuza adını; sakın kızmayın kalbime, sevginin fuhuşu olur mu hiç, ak olmanın tadını almışım bir kez kimse bozamaz fikrimin fiyakasını!
gün oldu iğne deliğinden geçti sözüm an geldi balyoz oldu dilim, dövdükçe edebin örsünde ruhumu kınında kanadı canım, korkmayın bıçağın keskin yüzünden, bilinmeyen ilim değil ki adamlık yeter ki damarları lağım olmasın insanın
Bu sözler bana da yeter, cümle okuyanada ! tamamına katılıyor ve sizi yürekten kutluyorum hocam yüreğiniz dert görmesin, hep daim olun dilerim.......korkacak ne var ki! kasırgadır benim babam..öğreterek büyüttü beni....rüzgarı... fırtınayı... meltemi....iyi bilirim...yeri geldiğinde nasıl eseceğimi...! saygılarımla
dağ gülü tarafından 11/19/2008 6:18:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şairin dik ve etik duruşu diye bir cümle kurdurdu bana şiir..
Bazen şiiri şiirle şerh edersiniz, bazen de şairi şiirle şerh etme ihtiyacı hissedersiniz. Bu şiirde de şairin kendisini şerhettiğini; yani dünya görüşünü, yani etik anlayışını dahası insanı ve insan olmanın erdemini sergilediğini ve bunu açılımlar sunarak yaptığını görüyorum. Şairin derdi anlaşılmak, anlaşılsın diye şiire başvurmuş oysa zaten anlatamadığımız, başkasının empati kurmasını sağlayamadığımız zamanlarda başvurmuyor muyuz şiire? Burda pek iyimser olmayacağım zira anlamayanlar hep anlamayacaklardır..!
Soyut ve etik'e dair gezinmek de denebilir şairin yaptığına. Bir şeylerden şikayetçi ama mızmızcı bir şikayet yerine, hoşlanmadığı durumun üstüne üstüne gitmeyi tercih etmiş ve anlalışmayı bekliyor kanaatimce. Bazı şairler anlaışlamamaktan şikayetçi bazıları ise anlatmak ve anlaşmak ve dahi anlaşılmak için kullanır şiiri. İşte bu yüzden şair şiirin her yerini ip uçlarıyla doldurmuş, entellüektel söylemlerden uzak durmuş. Anlaşılır olmaya çalışmış. Yani dünyanın ve hayatın ve insanlığın dolayımından gelmiş şiir..
Şiirde bir kabadayı duruş var demiştim. Bu duruş haklı olduğunuz zaman çok fiyakalı olur. Nitekim banma kalırsa da öyle zaten..
Hupsss.. Sahi kim daha temiz durabilir ki kendi lağımından?!!
Sayın TAN, Bana göre, şiirden anlamak aynı zamanda insandan anlamaktır. Söylediğiniz her şey, şiirin tam göbeğinden vurmuş.
Benim inandığım bir şey vardır ki, bundan asla vazgeçmem... Doğru bildiğim her şeyi, her ortamda ve her koşulda söylerim; söyleyenlere de benim fikrime uygun olmasa bile saygı duyarım. İnsanın insanlığını bozan tek şey ikiyüzlülüktür. Ne yazık ki, etrafımıza baktığımızda bu maskeli yüzlerden yüzlerce sayabilecek durumdayız. İhanetin adının sevgi konulduğu bir anlayışın hüküm sürdüğü yığınların damarları başka ne olabilir ki! Evet, çok doğru söylediniz. Ben hayatımda mızmızlanmadım; inandığım şeyi söylerken tavrım her zaman bu şekilde olmuştur. Benim, eleştirisel ve ricacı şiirlerim de oldu; ama bunlarla derdimi anlatamayacağımı anladım. Salya sümük yazılan şiirlerin boşuna olduğunu düşünüyorum. Sık sık olmasa da bunun gibi şiirlerim olacaktır. Herkes anlamasa da, sizin gibi anlayanlar da çıkacaktır. Kimse ahlaksızlığının yüzüne vurulmasını istemiyor... Bunun farkındayım; ama ben düz aynayı kendime tuttuğum kadar, başkalarına da çevireceğim. Birileri kendi çirkinlerini görüp bana küseceklermiş! Kimin umurunda!
Çok sağolun, bana bunları yazma fırsatını verdiğiniz için. Tekarar içten teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla..
Sayın TAN, Bana göre, şiirden anlamak aynı zamanda insandan anlamaktır. Söylediğiniz her şey, şiirin tam göbeğinden vurmuş.
Benim inandığım bir şey vardır ki, bundan asla vazgeçmem... Doğru bildiğim her şeyi, her ortamda ve her koşulda söylerim; söyleyenlere de benim fikrime uygun olmasa bile saygı duyarım. İnsanın insanlığını bozan tek şey ikiyüzlülüktür. Ne yazık ki, etrafımıza baktığımızda bu maskeli yüzlerden yüzlerce sayabilecek durumdayız. İhanetin adının sevgi konulduğu bir anlayışın hüküm sürdüğü yığınların damarları başka ne olabilir ki! Evet, çok doğru söylediniz. Ben hayatımda mızmızlanmadım; inandığım şeyi söylerken tavrım her zaman bu şekilde olmuştur. Benim, eleştirisel ve ricacı şiirlerim de oldu; ama bunlarla derdimi anlatamayacağımı anladım. Salya sümük yazılan şiirlerin boşuna olduğunu düşünüyorum. Sık sık olmasa da bunun gibi şiirlerim olacaktır. Herkes anlamasa da, sizin gibi anlayanlar da çıkacaktır. Kimse ahlaksızlığının yüzüne vurulmasını istemiyor... Bunun farkındayım; ama ben düz aynayı kendime tuttuğum kadar, başkalarına da çevireceğim. Birileri kendi çirkinlerini görüp bana küseceklermiş! Kimin umurunda!
Çok sağolun, bana bunları yazma fırsatını verdiğiniz için. Tekarar içten teşekkürlerimi sunuyorum. Saygılarımla..
gün oldu iğne deliğinden geçti sözüm an geldi balyoz oldu dilim, dövdükçe edebin örsünde ruhumu kınında kanadı canım, korkmayın bıçağın keskin yüzünden, bilinmeyen ilim değil ki adamlık yeter ki damarları lağım olmasın insanın!
GERÇEKTEN ETKİLEYİCİ BİR ŞİİRMİŞ YÜREKTEN KUTLARIM
İnsanız hepimiz de önemli olan insanlığı bilmek ve sizin de şiirinizde dediğiniz gibi '' yeter ki damarları lağım olmasın insanın '' .. Çok güzeldi şiirin Ömer Nazmi, sevgilerimle...
Hayatın gerçeklerini haykıran; dizelerin, imgelerin ve betimlemelerin gücüyle şiiri ses ile de zenginleştiren sözcelerinle yine sağlam duruşlu bir şiir...
İnsan yaşamın içinde gördüklerini, duyduklarını resmeder yada dile getirir. Şiir toplumlara seslenir ve Sabahattin Ali'nin dediği gibi sanat toplumlar içindir sözünü de doğrular.
Şairin şiirine girince bakalım neler demiş;
„nedir bu havadaki gürültü,”
ile başlayan bölümde; şair kendini bilmezlerin yaptıklarının insanlığa sığmayan hallerini hangi güçle yapabildiklerini sorguluyor. „benden korku mu bekliyorsun rüzgâr soytarısı!”;
Hiç bir güç bende korku yaratamaz çünkü insan ne olduğunu ve nerede olduğunu bilirse bunu da yüreğindeki değerleri kimseye kolay kolay vermez, yaşadıkları ve yaşayacakları için emek verdiğini ellerinin nasırlı oluşuyla bağlamaktadır. Biz neler gördük „kimseye pabuç bırakmadık” der gibi!vurgulamış. Ve özellikle bu dizeler;
kaya dalgalı denizlerde camdan sandalla boğuştu bu gönül, tufandan yürek kollarımdan kürek yaptım bir ömür
çok sağlam bir ironi ve imgelem oluşturmuş.
„bileğimden emerek emeğimi”;
Şair sevginin tarifini tek dize vermiş aslında ve kirlenmişlikleri gördükçe ak sevdanın güzelliğini de kimseye kirletmem derken buna yelteneni de adını yüzüne haykırırım. Sevginin kutsallığını vurgulamış ki her geçen gün yitirilenler içinde bunu hala savunabilmek ne güzeldir insan adına.
„gün oldu iğne deliğinden geçti sözüm”;
Final şiirin söylenmek istenenin bam telidir,
Hayatımız içinde sözcüklerin önemi ve anlamı çok derindir, belki mimiklerde bunu tamamlayabilir ama özellikle edebi yazımlarla uğraşan kişilerde satır arası okuma yada kelimenin altını kaldırıp bakma durumu daha gelişmiştir.
Kimi zaman sözün güzelinde incelir dil, kimi zaman balyozun sertiliğiyle vurur söz! Kişi kendini edeple terbiye ettiği sürece canı yansa da bilir ki bazı meziyetlerin değeri bu yolla kazanılır, kısaca kişiliğini oluşturur birey ve insana yakışmayan huylarını, kişilik bozukluklarını, ahlâki değerleri kesip atmak zordur kimine göre! Ne var ki değerlerin tek doğrusu vardır bu yola çıkan tek kapıdan geçer; Adam olabilmek yada insani olguları taşıyabilmek.
Ve her kes eğriyi de biliyor doğruyu da çok söze hacet yok bilinmeyen bir şey aranmıyor çünkü! Ve şiire Ve insana her ne kadar yakışmasa da son söz acı ama gerçek;
yeter ki damarları lağım olmasın insanın! Kanında geziyorsa bu bu kirli atık yapacak pek bir şeyde yok!
Ne insan ne toplum ne de hayat adına...
Evet, sevgili şair hani bazı şiirler kişiyi ağlatır, kimisi rüyalara sürükler, kimi de düşünceye salar insanı, bence senin dizelerin kişinin kendini sorgulaması gerekir der gibi güne vurmuş damgasını...
Tebrikler. Sevgi ve saygımla Şiirle Elbette beğenimle...
İnsanlığa dair ,insan olmaya dair güzel dizeler . Evet tam da dediğiniz gibi ,namussuza adını bağırarak söylemek gerek ,korkup çekinmeden... Çok güzeldi...Kutluyorum yürekten...
Senin yamaçlarına hep sert vurur rüzgarlar bilirim;ama karda çok yağar bembeyazdır aslında her şey...Gördüklerimiz koyu bir aldanıştan ibaret...Yeterki insanın damarları lağım kesmesin...Yürekten kutladım.Selam,saygı...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.