0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
90
Okunma
Yeterince dolaştım, savruldukça savruldum.
Kaç hayatın içinde, kaç ömürden vuruldum.
Bitmiyordu gözlerinin açtığı yolların sonu;
yitirmemek için yine aklımı seninle vurdum.
Kaybolunca ahuda, nasıl unutulur bergüzarım?
Parça parça döküldük, hangisini toplayayım?
Sen gecenin ahteriyken, ben günde zevalim;
saçının her telinden bir yudum zehir içtim.
Senin şule gözlerinde mestanedir hayatım;
senden bir anı için dilencilik yaparım.
Sokaklarının tozu, pası, kiri boğazımda;
basıp geçtiğin yolların üzerinde yatarım.
Sustu yine sabahın sedası, karanlık.
Çöken gizde bu acı asırlardır tanıdık.
Bulutların üstünde yürüyen adımların,
ezilmiş altında nice şehir, dağları.
Bu ayrılık, bu keder diyar diyar açıldı;
her açılan kapıda yine yollar sana çıktı.
Düşlerimden değil, ellerimden vuruldum;
kanlı mürekkebimde adım adınla buluştu.
Enes İLHAN
5.0
100% (1)