0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
58
Okunma
Göğe bakarım, yıldız yok,
Bir gece çökmüş sonsuz.
Yolum kayıp, izim yok,
İçimde bir sessizlik boğuşur.
Kendi gölgemden korkarım,
Adımlarım yankılanır taşlarda.
Ne bir kapı, ne bir ışık,
Her sokak çıkmaz gibi bu şehirde.
Bir rüzgâr eser, soğuk,
Saçlarımı savurur yorgun.
Kalbim üşür, ellerim boş,
Kendimi ararım her adımda.
Bir zamanlar umut dolu
Gözlerim vardı pırıl pırıl.
Şimdi cam kırığı gibi
Acıtır baktığım her şey.
Göğsümde ağır bir taş
Uyumaz, sükûnet vermez.
Her nefeste biraz daha
Bataklığa çeker beni.
Çığlık atsam duyan yok,
Gözyaşım düşer, iz bırakmaz.
Bu karanlık, bu suskunluk
Bir zindan gibi sarar ruhumu.
Belki bir kapı vardır,
Belki bir sabah saklıdır ufukta.
Ama ne yana dönsem
Gölgeler çoğalır adımlarımda.
Kırık bir aynada
Gözlerimi bulurum, yabancı.
Bana benden kalan
Birkaç solgun hatıra.
Bir gülüş düşer aklıma
Çok uzak bir zamanın içinden.
O an anlarım:
Umudu kaybetmek ölümden beter.
Bir ışık isterim, küçücük,
Bir mum bile yeterdi bana.
Yalnızlığımın içinde
Bir kıvılcım ararım usulca.
Bir gün belki sabah olur,
Bu karanlık çekilir.
Yeniden doğar yüzüme
Unuttuğum bütün renkler.
Ama şimdilik buradayım,
Göğsümde taş, gözümde gece.
Sessizce beklerim
Bir ses gelsin diye uzaklardan.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(21 Eylül 2025)