0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
251
Okunma

Antakya’nın yıkıntılarından bir kalp çıktı,
Küller içinden doğruldu bir şair.
Sözlerinde hüzün, gözlerinde ateş,
Ve gönlünde tek bir sır vardı:
Dersimli kadına duyduğu sevda.
Dersim’in dağlarında açan kardelen,
Direnişin, özgürlüğün, asaletin adıydı kadın.
Bakışıyla fırtınaları susturan,
Gülüşüyle vadilere bahar getiren…
Şair, işte ona vuruldu.
“Ben Antakya’nın acılarından geldim” dedi,
“Depremin, yangının, isyanın çocuğuyum.
Ama senin gözlerinde buldum huzuru,
Senin sesinde yeniden doğdum.”
Dersimli kadınsa sustu önce,
Çünkü bilirdi; her sevda sözden ibaret değildi.
Ama şairin kalemi kan gibiydi,
Her dizesi bir yemin,
Her sözü bir haykırıştı.
Ve bir gün kadın da anladı:
Bu sevda, sıradan bir sevdadan değildi.
Antakya’nın yanık türküsüyle
Dersim’in asi dağları buluşmuştu.
Aşk, iki yaralı coğrafyanın kalbinde
Birbirine selam duruyordu.
Antakyalı şair,
Dersimli kadını sevdi…
Ne siyaset durdurabildi bu sevdayı,
Ne mesafeler, ne de yaralar.
Çünkü onların aşkı,
Bir halkın türküsü,
Bir tarihin direnişiydi. 🌹✨
#MehmetYETEK
5.0
100% (1)