0
Yorum
3
Beğeni
4,0
Puan
122
Okunma
Zihnimin içindeki tomurcuk, uykusuz gecelerin mahmur kucağında
açmaya yelteniyor, oysa dünya bir fısıltıdan ibaret.
Taş plaklarda çınlayan eski bir hüzün,
ve ben, bir kâbusun solgun tenine tutunmuşum.
Tükenmiş bir nehrin son damlasıyım, bilirim,
oysa ruhum, yağmur sonrası toprak gibi kokar.
Her şey, o incecik çizgide asılı kalmış,
kaybolmuş bir şarkının son notası gibi titrek ve narin.
Suskunluğumun mürekkebine batırdığım cılız bir kelime,
kalbimde bir yara izi gibi büyürken.
Rüyaların pörsümüş kanatlarında savruluyorum,
bir eski zaman aynasının kırık hatırası.
Ve bu şiir, hiç kimsenin okumadığı bir mektup,
bilinmeyen bir denizde yorgun bir martının çığlığı.
Her satırı, ıssız bir limana demir atan gemi gibi,
yalnızca kendi hüznüne yaslanan bir gölge.
5.0
75% (3)
1.0
25% (1)