0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
92
Okunma
Sen yedi hâlden ibarettin,
Ben her hâlini bir ömre sardım.
Alevinde yanıp küllendim,
Serinliğinde yeniden vardım.
Bahar gibi tazeydin avuçlarımda,
Solan dallarım sende yeşerdi.
Gecenin derin koynunda bile
Bir tek sesinle aydınlandım.
Kapanan kapılar önünde
Sana açılan yol buldum.
Ne zaman yorulsam hayattan
Seninle yeniden doğruldum.
Sustuğum her cümlede
Adın gizlice yankılandı.
Bilinmez bir denizin içinde
Pusulam gibi parıldadın.
Umutlarımı kurşunla gömseler,
Sen filiz gibi toprağı yarardın.
Ne ölümü düşündürürdün bana,
Ne yaşamı sorgulatırdın.
Gölgelerin içinden geçtim,
Işığını saklamadan.
Bana düşen her acıyı
Varlığınla unuttum anbean.
Ben çölde bir yolcuydum,
Susuzluğumu sen giderdin.
Sana varmakla anladım ki
Çöl de, su da bendeydin.
Küllerimden doğduğum gün
Ellerine teslim oldum.
Her nefeste bildim ki
Kalbim yalnız sende soldu.
Deniz fırtına koptuğunda
Sığınak gibi bekledin.
Dalgalara kapıldığımda
Kıyıya sen çektin.
Benim için zaman aktı
Ama hep sana doğru.
Ne dün bitti, ne yarın başladı,
Merkezinde sen oldukça.
Her hatıramda iz bıraktın,
Silinmez nakış gibi.
Adını kazıdım kalbime
Ölümsüz bir sır gibi.
Ve ben, yolun sonunda
Neye varırsam varayım,
Dünyamın bütün yönlerinde
Hep sana dönerek kalayım.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(9 Eylül 2025)