11
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
421
Okunma


Aylardan Eylül yine hazan mevsimi
Ve yine geldi hüzün dolu sonbahar
Bir zamanlar gülüyordu gözlerim
Her adımda bahar vardı içimde
Seninle başlamıştı her şey
Sen olurdu dünyadaki tüm güzellikler
Ruhumun ta derinliklerinde
Bir tatlı meltem eserdi tıpkı sen kokan
İşte o rüzgâr esip geçiyor şuan içimden
Savuruyor seni bana getiren izleri
Adını andıkça titriyor yapraklar
Her biri bir hatıran gibi düşüyor sessizce
Kaldırımlarda adımlarım ürkek
Her köşe başında sen varsın sanki
Bir gülüşün çarpıyor vitrin camlarına
Kırılıyor içimdeki direnç, bir kez daha
Ama bak hâlâ ayaktayım
Hâlâ yazabiliyorum seni
Sensizliğin bile ilham veriyor bana
Çünkü acı da bir tür yaşam belirtisi
Yine hüzün yine acı sarıp sarmaliyor beni
Bir sokak lambası gibi yanıyorum
Kimse fark etmiyor soluşumu
Adımlarım yankı bile bulmuyor artık
Şehir bile unuttu beni
Geceler uzun senin yokluğun bir kabus gibi
Saatler geçmiyor
Geçse de seni getirmiyor.
Bir fotoğrafın kaldı elimde
Solmuş, kenarı yırtık.
Gözlerin hâlâ orada
Ama bana hiç bakmıyor
İçimde bir mezarlık var şimdi
Adını seninle koyduğum hayaller gömülü
Her biri bir vefanın yankısı
Her biri bir keşkenin sessiz çığlığı
Dedim ya şuramda bir ağrı var
Artık adı yok bunun
Çünkü sen bile unuttun
Bana armağan ettiğin sevdayı
Ve şimdi susuyorum
Çünkü kelimeler bile yoruldu
Bir zamanlar seninle dolan kalbim
Artık boşluğu kucaklıyor
Geriye dönmemek için değil
Kendimi unutmamak için gidiyorum
Ve belki bir gün
Bu ağrının adını ben koyacağım
Sen değil ben
Çünkü artık kendime dönüyorum
Ve sana veda ediyorum....
Paşaoğlu
02 Eylül 2025
Şiirimi günün şiirine layık gören seçki kuruluna teşekkür ederim
5.0
100% (12)