4
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
268
Okunma

Akşamların giyinmeseydi gözlerim
Korkularımın içinde büyürdü o çöl
Sana susardım
Sana bürünürdüm
Seninle yolcu etmiştim gözümdeki durmayan yağmurumu
Öyleyse neden hala
Kayıp şehrin rüyalarına ağlıyor sağanaklar
Ben ki, üşütmeseydim içimin öksüz kuşlarını
Tutuştururdum kalbimdeki tüm umutlarımı
Sırtıma giyindiğim buz dağlarının donmuş gömleği
Kalbimde sakladığım mazinin mavi gülü
Hangi toprağa serpeyim şimdi göz yaşlarımı ?
Dilimde yer yüzü ayetleri
Bir rüyanın pembe bahçesinde
Olabildiğince özgürdüm dün gece
Ay’ın denize uzanan yakamozlarınca
Bir şarkının dizelerine astım uykumu
İçimden söyledim... söyledim !
’Bekledim de Gelmedin ’Hiç mi Beni Sevmedin’
Uyandım sabahın aydınlanmayan yüzünde
Kumruların ötüşleri içinde
Gu gu... guguk... gu gu ... guguk !
Anladım; Yusuf’u tuttular, kuyuya attılar !
Bir Yusuf kalbi gibi kuyularda inledim
Sonra
Başımı nemli taşlara dayadım dinledim
İçimde şarkı söyleyen bu hüzün
Koştuğum sokaklarda aradığım yitik anılar
’Ne zaman geleceksin’ diyordu rüzgarın sesi
Masallarını dinledim annemin bu gece
Mucizelerden geçelim notaları bu gece
Anıları kollarında uyutmanın tadına varalım
Gecenin siyahından söz ediyorum
Ve, yüreğimi bir alaca karanlık kuşağından
Korkuları camlara çizen
İçimdeki hiç geçmeyen derin sızıdan
Ay buluta daldı yine... gecem simsiyah
Gecenin içinde puhu kuşları
Ben se sığındığım en masum yanım
Kirpiğimdeki ırmaklara...usulca
Kırgın bir mevsim geçiyor saçlarımdan
Usulca topluyorum ayak dibimden
Sararmış sonbaharı
Yapraklar serilmiş, toprak nemli mevsime
Yağmurlar kirpiklerime düşüyor
Bu akşam
Duyduklarımı siz de duyuyor musunuz ?
Her yüreğin durağında bir aşk !.. bir aşk !
Annemin ninnisi düşüyor geceye
Sen uzak bir akşamın, başka coğrafyasında
Ben kırk yaş daha dönüyorum çocukluğuma
Hüznün şarkısı vuruyor geceye
Daha da ağlıyor gözümdeki çocuk !
Annemin ninnisi düşüyor geceye
Acıyor gece...gözünde yağmur
Gözlerimden süzülen ırmağa siyah diyorum
Sonra içimden geçen anılara
Mazi diyorum
Kül basıyorum yıllardır kanayan yarama
Hangi yalnızlık derin şimdi
Ya da ; bekleyiş zindanındaki sonsuz uyuyuş mu ?
Katran karası gecelerde uykusuzum, gidişine inanmıyor yüreğim
Hiç ama hiç, bitmeyen bir özlem işte
Geri dönüşü olmayan sen ağrılarım
Artık bize layık olan
Koskoca bir ayrılık, ellerimizde kalan
Aylardan aralıktı
Bir şarkı bestelendi, sigaramın külünde
Yüzümün suretinde artık sensizlik şarkısı vardı
Olur da bir gün dönersen eğer
Düşlerine sığınan, tek kişilik bir yaşantı asılmış
Üşüyen yalnızlığıma
Bu akşamda kırgın kalbimi incittin ya, dönmeyişine
Gidişin; eylüldü, sarı bir ayrılık esti pencereme
Rüzgar gibi, yağmur gibi, göçmen kuşlar gibi
Ne çok ayrılıktı yüreğim !
Günay Koçak
30. / 8. / 2025
5.0
100% (12)