3
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
191
Okunma

ağlamak...
zayıflık değildi aslında,
çok şeydi ağlamak.
o, anlatamadığındı,
anlatamadıklarındı.
anlayamayanların
anlayabildikleri
koca bir hiçti.
ama anlamadılar,
anlamayacaklar hiçbir zaman.
anlasalardı...
anlayabilselerdi...
çok şeydi ağlamak.
bazen bendim,
bazen sendin,
ağlamak bizdik aslında.
dökülen sadece gözyaşı değildi.
akıp giden bir o değildi.
o bir inançtı,
içten bir seslenişti
anlayabilene.
sessiz bir haykırıştı
bilemeyenlere,
göremeyenlere,
duyamayanlara.
ama anlamadılar.
anlayamadılar.
her damlası bir duaydı,
her damlası sessiz bir yakarıştı.
ağlamak kavuşmaktı.
sırdı ağlamak.
bir dildi o.
ama anlamadılar,
anlayamadılar.
anlayamayacaklar hiçbir zaman.
ne gözyaşının sırrını,
ne de savrulan duyguların
anlaşılmazlığını...
gözlerinden düşünce birkaç damla,
yüreğindeki acıya eşlik ediyorsa,
içinde acı bir fırtına kopunca
anlayacaksın.
düşün...
o dehlizlerde ne acılar yaşanıyor,
dön bir bak.
sor bir kendine:
ağlamak...
zayıflık değildi aslında.
susarak konuşmaktı.
o sadece ağlamak değil,
çok şeydi...
anlayana.
anlayabilene.
ve anlatılan çok şeydi:
ağlamak.
*
Mehmet Demir
23818