0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
220
Okunma
Ben sana ömrümü getirdim; yaktın da geçtin
Diz çöküp bekledim bir bakışın ucunda
Sen, aynalara sorup yüzünün gerçeğini
Ben, içimde büyüttüm yokluğunu usulca
Bir mahşer çağrısıydı, dudaklarındaki sessizlik
Sen yine sustun, ben yine sustum,
Ama içimizdeki savaş hiç dinmedi ömrüm
Sen bir gülüşü bahar saydın, oysa
Ben her mevsimi seninle anlamlandırdım
Savruldum, kışlar geçirdim iç içe
Ve sen hâlâ anlamadın
Aşkın ne zaman kar yağdığını,
Ne zaman don tuttuğunu yürekte...
Ben sana gözyaşlarımla çanaklar sundum
Sen, boş bir sevinci altın bir taç sandın
Küle dönerken ruhum gecelerin kıyısında
Sen hâlâ yakmadın bir mum bile ardından
Oysa ne yangınlar söndürdüm içimde
Bir damla tebessümün için
Ve hâlâ anlamadın,
Anlamadın ömrüm...
Bir ömür taşırken aşkı sırtımda
Sen gölgesine bile değmedin sevdanın
Yaralıydım, yine de sana yara olmasın diye
Sustum...
Sustum ki bil, bazen kelimeler de kanar
Ve her susuş, içindeki feryadı boğar
Kar gibi yağıyorum şimdi gözlerinin uzağına
Bir mevsim ölüyor her adımda
Ve hâlâ diyorsun ki:
“Aşk neydi ki bu kadar yanmak için?”
Aşk bendim ömrüm,
Yanış bendeydi...
Sen sadece
Bilmeyi unuttun.
Nidanur Demirci
5.0
100% (4)