1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
193
Okunma
Şeytan:
— Beni duyuyor musun?
Yoklukta, bir gölge gibi…
Beni hissettiğini düşünüyorum.
Yokken var olmak,
bir anın içinde kaybolan bir arayış değil mi?
Bir dalga gibi geçiyorum senin içinden,
ama suyun yüzeyine asla çıkmıyorum.
Bir sırrın yankısı gibi
Damien:
— Dalga mı?
Senin dalgan bir kırık düşün ardında,
ama ben, her dalgayı içimde yudumluyorum,
hiçbir zaman kıyıya ulaşmadan.
Yalnızca dalgaların büyüsünden kaybolan
bir su damlası gibi,
bir başkasının sonsuzluğunda geziniyorum.
Senin soruların benim yanıtsızlıklarım
bunu anlamazsın
biz asla birbirimizin kıyısında olamayız.
Şeytan:
— Ama kıyılar var,
her şeyin bir kenarı,
bir nokta var, bir yer.
İçinde bir iz, bir kırık kalmış.
Yok muyuz?
Bir yer var mı orada,
bir köşe, bir kirli resim,
bizi hatırlayan bir boşluk?
Damien:
— Hatırlanmak, belki de hiç olmamakla eşdeğer.
Bir iz bırakmak mı?
İzler, suyun kaybolmuş hareketi gibi
geri gelir, ama hiç geriye dönmez.
Bunu da göremezsin.
İzler ne kadar derin olsa da
toprağa dokunmadan önce kaybolur
Hatırlanmak bir çizgiyi takip etmek değil
daha çok o çizgiyi unutmaktır.
ama her unutuluş
bir başlangıçtır.
Şeytan:
— Başlangıç?
O, bir rüyanın ortasında uyanmam değil mi?
Bir uykusuzluğun kendisi.
Bir an, bir titreşim.
Senin aradığın başlangıç
belki de bir hiçlik değil,
bir görünmeyen şehirdir.
Her şeyin arkasındaki tuhaf boşluk,
belki de en son yaprak dökümüdür
Beni görmezden gelmek…
Ama sen görüyorsun değil mi?
Damien:
Bir şeyin ardında olursak,
gözümüz, en derin karanlıkta bile
ne göreceğini unutur.
Ben seni görmüyorum,
ama belki de ışığı bile unuttum.
Bir savaş var
Fakat bu savaş, bir yoklukla sonlanacak.
Bir kesik zaman, bir anın dağılması gibi.
Anlayamazsın, çünkü her kelimenin
gerisinde bir kuyu var.
Şeytan:
— Kuyu mu?
Bir kök gibi büyüyen,
ama asla toprakla buluşmayan bir şey.
Beni çekiyorsun, değil mi?
Bir düş, bir sonsuz çığlık…
Bir yer, bir yön var,
yine de sonsuza kadar kayboluyoruz.
O zaman, tek bir soru…
Kimseyi beklemek ne kadar anlamsız olabilir?
Bir umudu görmek, belki de bir kırılma anıdır
Damien:
— Kırılma, senin ve benim arasındaki ince ses.
Her kırılma, birbirini tamamlarken
hiçbir şeyi tam olarak parçalamaz.
Benim kaybolmuşluğum,
bir yaprağın rüzgarda kaybolup düşmesi gibi.
Sen soruyorsun, ama cevabım
her zaman bir yokluk
Kelimeler bile birer gölge gibi
önlerinden geçtikçe geriye çekilir
Şeytan:
— ah damien
kaybolmanın ta kendisi,
belki de bulunan bir yalandır.
Ama ben…
her zaman bulurum.
Her kaybolan şeyin ardında bir yüz vardır,
belki de senin.
Bir yüz…
bir kayıp, bir varlık,
bir sessiz fırtına.
Damien:
— Yüz?
Yüzler, derin sulara düşen yansımalardır.
Bir suyun kaybolmuş yüzeyi gibi,
sadece geçip giderler.
Benim yansıma olduğum kadar
şeytan da kaybolur.
Yüzü görebilirsin,
ama asla kimseyi bulamazsın.
5.0
100% (1)