1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
152
Okunma

Sevgilim, ey geceye sığmayan kıvılcım,
Gözlerinle başlar , bu hırçın dalgalar
Bir dağ başında duman, bir ovada rüzgâr,
Sen bir bahar, ben dalında tutuşan bir nar.
Nazım’ın dizeleri gibi çağlar içim,
“Seviyorum seni, yaşamak gibi, su gibi.”
Ama sen su değil, ateştin, kor bir gerçek,
Dudaklarınla başlar her çöldeki gerçek.
Ahmed Arif’in türküleri iner yüreğime,
“Mapusane” der gibi, zincirde bir hecesine.
Sen bir isyan, ben sende kaybolan âşık,
Bir bakışınla başlar her özgür başkaldırı.
Tenin bir nehir, çağlar damarlarıma,
Geceler boyu iner, uslanmaz rüyama.
Bir dokunuşun yeter, dünya susar,
Yıldızlar kıskanır, ay utanır ve solar.
Göğsümde bir fırtına, senle başlar her an,
Kalbim bir gemi, sende bulur aşk limanı
Ama liman değil, sen bir açık deniz,
Dalganla savrulur, batar bu bedenin.
Sevgilim, adın bir bıçak, keskin, ince,
Kanımdaki ateş, akar senin hecene.
Nazım gibi haykırırım,
“Sen bir bahar, ben dalında çiçek,”
Ahmed Arif gibi yanarım sana
“Sana vurgunum, bu sevda da.”
Gözlerin hep bir tuzak, ben düşerim bir avcı gibi
Dudaklarınla başlar her yasak av
Teninde kaybolurum, bir harita gibi,
Her kıvrımın anlatır, aşkın en güzel hikayesini.
Seviyorum seni, dağlar deviren bir coşkuyla,
Bir devrim gibi, bir türkü gibi, bir ozan gibi
Sen bir bahar, ben dalında kuruyan yaprak
Sana dokunmak, ateşle dans etmek gibi, ey zor sevdam!
Ne gece biter ne bu sancı diner,
Sen bir melek , ben sende bir esir.
Aşkınla başlar her sabah, her güzel gerçek,
Sevgilim, sen bir destan, ben sende bir tutsak.
5.0
100% (6)