1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
51
Okunma
çiçeklerle bezeliydi
kalbimizde ezeliydi
gönlümüzün güzeliydi
ah o bağdaki ev
bizden önce de vardı
bizimle kırk yedi yıl kaldı
sonunda başkaları aldı
yıkıldı ve dağıldı bağdaki ev
üzümlerin salkımları
yerlerde elma armutları
baharda ballanırdı kiraz dutları
mazide kaldı bağdaki ev
gece olunca rüyalarımda
gündüz yaşıyor rüyalarımda
alınmıştı altı yaşımda
hediyeydi bağdaki ev
koca ömürler geçti
kaç bahar çiçekler açtı
dallarda bülbüller uçtu
mutluluk saçtı bağdaki ev
havuzu asması vardı
terası garajı iş evi vardı
her yer yanarken ferahlardı
ağaçlar arasında bağdaki ev
sepetler elimizde
naylon terliklerimizle
gezinirdik bahçemizde
artık yalnız gönlümüzde o ev
beyaz zambaklar açınca
hanımeli leylak kokuları uçunca
kuyudan serin suyu içince
tazelerdi içimizi bağdaki ev
hayal miydi gerçek miydi
peri masalından gelmiş gibiydi
mütevazi fakat gönül zenginiydi
bereket doluydu bağdaki ev
özlüyorum o günleri
annemi babamı ailemi
Pistan’ı Çomar’ı Leyla’yı Burhan’ı
anlatıyor gibi iki kapılı hanı...
Gülhan Çeliktaş
5.0
100% (3)