2
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
51
Okunma

Fondaki bizim kedimiz Siyah
İçinden geldiği gibi fazlaca düşünmeden konuşabilmek
Ne büyük bir özgürlüktür acaba farkında mısın?
Sıradan bir günün en anlamsız ve sıradan diliminde
Gürül gürül şırıl şırıl harıl harıl hevesle konuşabilmek!..
Sen susturulmak ne demektir biliyor musun?
Beyninde tencere kaynar, gözün yaşarır, kapanır usun
Yalnızca bir ses duyulur yüksek perdeden, susun!
Konuşmaya hasret biri var gönlü hasta, işte sen osun...
Rahatça fütursuzca, sıkılmadan, belki biraz da kabaca
Dilin sürçse de güle söyleye neşeli kahkahalı dostça
Bir el omuzundayken göz göze konuşmak heyecanla
Bazen hafif bazen de yükselebilen bir tonla...
Bir cenaze çıkar her gün ruhunun işgal edilen odasından
Ürkersin, ürperir kalbin bir anda duyduğun kapı sesinden
Çıkamazsın yüreğine gömdüğün çocukluğunun yasından
Kaçmak istesen de kurtulamazsın gerçeğinin prangasından...
Sözü gümüş sükutu altın yapanlar en çok konuşanlardı
Onlar bizi susturup kendileri konuşan yalancılardı
Şimdi anlıyorum ki boş konuşmak değil kastettiğim
Asıl kıymetlisi kaliteli, bir sen bir benli karşılıklı olandı...
Sürekli kendisini anlatanlarınki konuşmak değildir
Çöp kamyonlarını üstümüze dökmek demektir
Karşılıklı, sevgili saygılı konuşmalar kalbe ilaç gibidir
Ne baş ağrıtır ne göz yaşartır ve ne de ağırlık verir...
Dostum, bu sözlerimi okuyorsan şu anda benimlesin
Yüzünü görmesem sesini duymasam ,seni tanımasam da
Kim bilir belki beni anlayamasan da yahut yanlış anlasan da
Aynı bir dönemeçte buluşuruz belki de titreşen ruhlarımızla...
Gülhan Çeliktaş
5.0
100% (4)