2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
153
Okunma
Bana şiir yaz deniliyor
gece yarısı bile biri kalbime sesleniyor
yazan ben değilim sanki biri kulağıma fısıldıyor
dünyanın belki de en işe yaramaz şeyidir
yazmasam ne yapacağım
deveye de bana da sorsalar aynı cevabı verirdim...
Annem akşam sanatı bitirmişti, organze üzerine işleme yapmıştı
hem şahane yemek yapardı hem muhteşem elişleri
maalesef ikisinde de faulüm, temsil edemedim annemi
yakınından bari geçseydim de ruhu mutlu olsaydı bari
Zar zor bir okul bitirdim, fıtratıma uymayan meslekte çalıştım
bilgisayara yatkınlığım yoktu programcılığa çabalamıştım
bilgi işleme geçişim de ayrı bir aptallıktı
tıpkı mali müşavirin yanına gidip primimi kendim yatırışım
ve tek kelime öğretmeden kapısını arşınlayışım
Zorlamışım kendimi arkadaşlar boşunaymış hepsi de
babam benim kızımın kafası matematiğe çalışıyormuş desin diye
matematik bölümünde sekiz saat işkenceye tabi tutulmak
öğretmenler kurulu kararı ile liseden mezun olmak...
Bir şeyi söylemeden geçmek istemiyorum
annem günlük tutardı, rüyalarını bile yazardı
babam ile özel bir gazetedeki köşesinde her gün makale yazardı
belki yazma hastalığım genetik olabilir
ha ben beğenilsin falan diye yazmıyorum
öyle düşünsem tek satır bile yazamam, ısmarlama yapamıyorum...
Sizler benim gibi yapmazsınız ve yapmamışsınızdır
çocuklarınızı da kabiliyetlerine göre serbest bırakmışsınızdır...
Kendimi bildim bileli yazma güdümü durduramadım ki
düşünüyorum da zaten başka ne işe yarardım ki
aşçı olsam yemekleri yakardım öküz olsam trenlere bakardım
kahve olsaydım fallara açılırdım ama suyla akar giderdim
diken olsam dağ başında gelene geçene batardım
fırıncı olsam belki de mayayı fazla katardım
Hesaba kitaba bir damla çalışmaz kafam
kandırılmaya müsaidim, talan edilirdi kasam
veznedar olsaydım hesap açık verirdi, müdür kapıyı gösterirdi
öğretmen olsam tepeme çıkarırdım
disipline verirdim disiplin ne bilmeden, çocukların ahını alırdım
Çatı olsam akardım, baca olsam kurum bağlardım
zemzem olsam günahımın ateşinden kururdum
kavşak olsam insanları fır fır döndürürdüm
kilim olsam sopa ile dövüle dövüle ölürdüm
Lokantam olsaydı, yemekleri bedava dağıtırdım
mahcup olur elden alamaz, gizlenip tezgaha bıraktırırdım
para üstünü yanlış vermek korkum yüzünden küsuratlı alırdım
markette kasiyer olsaydım, metrelerce kuyruk olurdu
bir gün de manyağın biri çeker beni vururdu...
Doktor olsaydım, hastam acı çektikçe ben de çekerdim
aşırı empati yapmaktan ya verem ya da kanserdim
pastaneci olsaydım, pastaların her çeşidinden yerdim
fil gibi şişmanlar enfarktüs geçirirdim
En iyisi mi yazayım ben, başkası boyumu aşıyor
insanlar çeşit çeşit mesleklerle uğraşıyor
Tek yapabildiğim bu abuk sabuk da olsa sanki bir tutku
bazısı vefat edenleri yıkıyor, bir diğeri de güzelce toprağa gömüyor
Sen başka bir şey yapma, dur deniliyor
elimi neye atsam istediğim gibi olmuyor, sanki kuruyor
görünmeyen birisi ruhumun kulağına fısıldıyor
ellerim kendi kendine kağıda kaleme tuşlara dokunuyor
benim gönlüm ancak yazınca huzura kavuşuyor
belki de bu yüzden,
bilinmeyen bir kuvvet tarafından bana şiir yazdırılıyor...
Gülhan Çeliktaş
5.0
100% (4)