Cümle yol, cümle adım, güzergahı Muhammed
Dağ, taş, toprak ve sema nazargâhı Muhammed

Vehme yer yok, şüphesiz, her solukta rahmet var
Her vakitte cezbeder bu dergahı Muhammed

Yere göğe sığmıyor hakikati nurunun
Ne dünya ne ahiret, gönül; darı Muhammed

Sanma güneş cihanı büsbütün aydınlatır
Mihrimahı pervane kılar nârı Muhammed

Bir damlada bin hikmet, ilmi deryayı umman
Nasip olmaz her kula nasihatı Muhammed

Bulanık necis sular hak eder mi şuleyi
Her denize parlamaz şeriatı Muhammed

Mekan değil muteber, itibar izindedir
Tüm cihanı celb etmiş raihayı Muhammed

Yolunda köle olmak en büyük hürriyetim
Olmasaydın neylerdik bu dünyayı Muhammed

Yalnız seni övmekte bütün güzel övgüler
Dil anınca dil olur salavatı Muhammed

En büyük günahkarı benim bu ümmetinin
Yetişir mi uhbada şefaatı Muhammed

Hicran vakti yaklaşır, ayrılık başucumda
Nasıl özlenilmesin gülistanı Muhammed

Özlemek sığ bir kelam, ravzanı seyrederken
İftirakın ateşi yakar canı Muhammed

Ey şefial müznibin, ey cümle alemlerin
Sönmeyen tek güneşi, tek medarı Muhammed

Gariban bir mücrimim günah damlar özümden
Medet eyle ne olur Ya Hazreti Muhammed

Muhammed Yusuf Maral