0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
158
Okunma

karanlığın içinde kaybolmuştu gölgesi
ve iyice daralırken nefesi
yeni bir hayat diliyordu yaşanmamışlıklardan..
kalbini boğan bu halden kurtulmalıydı
fakat yoktu çaresi..
duvarlar, insanlar her şey üstüne geliyordu.
Tırnaklarıyla kazıyarak kurtulmaya çalışıyordu bu bataklıktan
ama tüm çabalarına rağmen daha da dibe batıyordu,
çığlıklarını duyan tek bir kişi bile yoktu..
bir el tutsaydı elinden ,değiştirseydi bu kaderi
canını bile vermeye hazırdı bu siyahı yok etmek için..
olmuyordu,
tüm çabalar nafileydi
görünmeyecekti o hiç gelmeyen ışık..
her gün ölmektense bir gün ölmeyi yeğlemişti artık
sonsuz ömrünü yakacak bir kurtuluşa hazırlanıyordu
lakin yoktu ona da cesareti
mutlak bir arzuyla dilediği ölüme gitmeye bile ürküyordu..
etten kemikten arzulanan sahte sevgiler bu duruma çözüm değildi
derin bir ruh lazımdı bu vartadan kurtulmak için
yüreğine sonsuzluğu üfleyecek bir nefes
hem dünya hem ukba saadeti dedikleri bu olsa gerek..
her şeyin içinde hiçbir şey olmak kaygısı sarmıştı her yanını
bir nokta kadar dahi değerli hissetmemek
birilerinin cümlelerinde virgül olarak kalmak
ve hiç sonunun gelmemesi olanların..
sürekli yazıp yazıp siliyordu
ama istediği cümle hâlâ yazılamamıştı.
Eksik olan bir şey vardı
hani o sonsuzluğu yüreğine üfleyen ruh,
dünyevî zevklerden arınmış sâfi ruh
onu bulmalıydı..
oysa zaman iyice daralıyor ve duvarlar konuşmuyordu..
aklında ki sorular yiyip bitiriyordu beynini
artık ne olacaksa olsundu.
belirdi damarlar keskin bir darbeye hazırlık için
gözyaşları eşlik ederken bu son vuruşa
yine yalnızlığının en dibinde
o simsiyah sonsuz günlere aralandı perde
nabzı yavaşlıyor nefesi azalıyordu..
ve beklediği ışık yavaş yavaş görünmeye başladı.
Burası yalnızlığın çıkış kapısı
ölümün ilk ve son merhabası
baki âlemlerin sol anahtarı
ve karanlığın ilk adımları
ait olduğun siyah ve sen sessizce göçüyorsun buralardan,
kötülüklerden arınarak, sonsuz duygulara can atarak..
5.0
100% (1)