0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
95
Okunma
Kazım Demir
Bir ülkenin kıyısında durdum —
Ne haritada yeri vardı
Ne rüzgârı bir dili tanıyordu.
Bütün şehirler, eski yüzlerim gibi
Geçip gidiyordu ardıma bakmadan.
Köklerimi söktüm,
Bir meşe ağacının kalbinden.
Ne su tuttu beni burada,
Ne gökyüzü ismimi andı.
Sanki ben, sadece bir unutmaydım —
Gözden düşmüş bir mevsim.
Yüzüm pasaporta sığmadı,
Çünkü hiçbir fotoğraf
Sürgünü anlatmaz.
Sadece susar…
Ve o suskunlukta taş kesilir bir çocukluk.
İçimde taşıdığım harita
Yırtıldı her sınır geçişinde.
Ben artık yönsüzüm.
Kuzey diye bir şey yok mesela —
Çünkü güneye gömüldü annemin sesi.
Bana ev dedikleri
Dört duvardan fazlası değil.
Tavanında yıldız yok,
Duvarında gölgem bile durmuyor.
Sadece bir sessizlik var,
Ve o sessizlikte bile
Kimliğimi beğenmeyen bakışlar.
Ben buraya
Bir yük olarak gelmedim.
Sadece yerinden edilmiş bir rüyaydım.
Ama onlar, düşlerimi bile sorguya çektiler
Ve düşlerimin tercümesi yoktu.
Sığınmak…
Kurtulmak değil,
Sadece başka bir unutuluş biçimi.
Ama bir sabah,
Bir kuş kondu pencereme.
Dilimi bilmeden
Şarkımı hatırlattı.
Ve ben ilk kez
Yabancı olmadım
Kendi içimde.
5.0
100% (1)