1
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
376
Okunma

susa(ya)rak özlüyorum seni
ve beni hissetme yeteneğine
sırılsıklam aşık oluyorum/
dudaklarınla,
gözlerin ve ellerinle
gelişi güzel pek çok şeyden ki
kelimelerin/
yüreğimi saran demirden sarmaşık,
bir kılıcın kesemediği çelik dalları hayatın…
üzerime üzerime geliyor
ve kalkıp gidiyor sonra her şey
ama her şey kendisine dönüyor…
hep aynı yüze
aynı günaydınlar
DÜŞüyor…
hep ötelenmiş o duyguların intikamı…
üst dudağını zorlayan nefes alışverişleri
ve kalabalıkların o en bilindik üç kağıtları ki
yaşıyoruz bu iyi bir şey
güzeliz kendi aynalarımızda
ve doruklarımızda o en bilindik hallerimiz/terli..
seri bir katilin
yürek burkan tövbesi/
ruhundan önce
elbisesini soyan bedenlerin
kırılgan sözleri…
ıslatılarak dağıtılan o saçlar
ve özlem/
bütün sevdiğim tınıları
aynı anda kulağıma dayamak gibi olsa da
yandığın ve yaktığın her şey gözümün önünde
bir kül hanedanlığı gibi…
ben hiç yüzümü sAKlamadım yüzünden,
sen ki sandığın günleri telaşla biriktirirken
bekledim o ilk durakta,
bahsettiğin saatlerin dolmasını
yokluğunda tenimi yakan güneşin altında...
bana Ferhat’tan bahsetsinler şimdi
veya Mecnundan…
hep gitmediğim yerlerden döndüm sana/
dönerek geldim sana…
kaçarak ışıksız şehirlerden/
kentlerden ve ülkelerden
sınır kapılarından
bütün durak ve köşelerinden kıvrılarak hayatın
uyumak/sızın
sAklanarak önce
o bilindik şiirlerin altına
ay ışığı ve yıldızlarla…
gelip dokundum sana harf harf/mısra mısra..
sesim çarpıyor omuzlarına ki
ben yüreğine dokunacağım,
yüreğinin en karanlık yerlerine
parmak uçlarım ıslanacak önce
tersten yazılmış dipnotlar düşeceğim
alt dudaklarına/
sen titreyerek uyanacaksın bütün uykularından
sana düğümlenen yerlerimi çözeceğim sonra
kokun kalacak en derin yerlerinde ciğerlerimin ki
denizinde uyanıp..
dalgana çarpacağım köpük köpük
deli bir nehrin
yatağında taşma isteği gibi/
parçalı DÜŞüş halleri..
(…)