haber bile vermeden
ister misin denmeden
bazen kara geceden
süzülüp getirildik dünyaya

diyorlar ki kuantumla ilgili
kuşkusuz onlar çok bilgili
annemizi babamızı seçermişiz
bilerek gelirmişiz

ruhların kalu belada Allah ile
bir sözlü anlaşma yaptığına
inananlardanız
ve işte ölene kadar buradayız

yaradılışın sırrını çözmek için
araştırmalar yapılıyor
tek bildiğim bir şey varsa
Allah her şeyi düzenliyor

bebek bizim sanıyoruz
mal mülk bizim sanıyoruz
hatta bu can bizim sanıyoruz
verip de gitmek var oysa bir gün emaneti

kafa karıştırmalar oluk oluk
Yalnız Allah var gerisi boşluk
hayat dediğin sadece tek bir soluk
onu da sahibine teslim etmek bir zorunluluk

ölmemeyi başaran var mı
ölümsüz kimse var mı
diyeceğiz yarın mahşerde
ömür dediğin bir gün kadar mı

bu dünya bir geçit
zorluklarla engebelerle dolu bir çit
diyecek ölüm meleği zamanı gelince
haydi asıl yurduna yuvana selametle git

temennimiz bu yönde
Allahdan gayrısı bilmez ki bu alemde
meçhulden geldik
gideceğiz bambaşka bir meçhule

kutsal kitaplar ve elçi nebiler
Allah’ın en sevdikleri, peygamberler
şaşırmış insan güruhlarına
rehberlik ettiler, doğru yolu gösterdiler

tek bir şey öğrendim şu hayattan
ne gelirse bilirim Haktan
bazen istediğimin tam tersi oldu
bazı gün hiç ummadığımı verdi Yaradan

işte bu yüzden herhangi bir dileğim kalmadı şimdi
bir zamanlar, o hiç bitmeyen arzuları olan kimdi
başım göklere bakardı da
artık irtifa kaybede kaybede yere indi

insanlar hiç ölmeyecekmiş gibi
dünyanın sevimli maddelerine sarılırlar
gelip geçici olduğunu bilenler
artık tutunmazlar bırakırlar salarlar

hep olmayana takılan kişilerin
göğüs kafeslerinin içinde kalpleri dar
tutunma bırak gitsin, yapışıp kalmak zarar
tek bildiğim, olanda da, olmayanda da hayır var...

Gülhan Çeliktaş