3
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
117
Okunma
Geldim ise yanına
geldin ise yanıma
selam ver hal hatır sor, aç mısın diye sor
yaşımı sorma
maaşımı sorma
çoluğumu çocuğumu sorma
sorma sorma sorma, Allah aşkına sorma
gözünü seveyim kardeşim
bunlar benim özelimdir
özelime fütursuzca uzanma
illaki soracaksan, sağlığımı sor bana
Bazısı kendi anlatır
sıkılıp utanılacak şeyleri
iyi bir şey yapıyorum zanneder
dakikalarca dinletir hanımları beyleri
Ben seni kendime yakın hissedersem
yavaş yavaş söylerim
ansızın sıkıştırır gibi soru yağmuruna tutulunca
kaçamam kalakalırım öylece ne yapar ne ederim
Cevap vermesem hiç olmuyor
karşımdaki vazgeçmiyor
soruların sonu gelmiyor, ayıp olmasın deniliyor
nezaketen cevaplanıyor, ağızlara kilit vurulmuyor
Ağaçlardan çiçeklerden
ötüşen kuşlardan masmavi gökyüzünden
Allah’ın yarattığı sonsuz güzelliklerden
konuş konuşabildiğin kadar
sen de ferahlarsın, dinleyen de ferahlar
seni ne ilgilendirir muhatabının maaşı
çocuk sayısı, yaşı başı, sanki rekabete açılan dar kapı
istatistik memuru musun kardeşim, bu neyin merakı
içten içe kaynayıp duran mukayese savaşı
Nasılsın iyi misin de
ara sıra tatlı tatlı gülümse
karşılaştığın her zaman ve yerde
yaşın kaç, maaşın kaç, kaç çocuk diye sorma
kaç, kaç, kaç, diyerek ürkütüp de kaçırma
artık kendine dön, kendine bak, kendi hayatını yaşa...
Gülhan Çeliktaş
5.0
100% (7)