1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
158
Okunma
Bu şiir, derin ve sancılı bir aşkın karmaşık duygularını anlatıyor. İçinde taşıdığı gizem ve tutku, yürekte kopan fırtınalarla dile geliyor. Bekleyişin ağır yükü, zamanın acımasızlığı ve ayrılığın karanlığı, sevginin gücü ve umudun kırılganlığıyla harmanlanıyor.
Bu ne dîvâne sır, kudretiyle aklımı sınıyor,
Dilim sussa bile, içimde azap dolanıyor.
Sığmıyor artık yüreğime, bu derin sevda,
Aldığım her nefes, usulca seni çağırıyor.
Zaman susmuş, günlerim geçmek bilmiyor,
Beklemek yüreğimi, yollar gözlerimi yoruyor.
Ay, bir Arif gibi göğe dokunuyor mahzun,
Suya düşürdüğü gölgesi benimle ağlıyor.
Evvelden beridir kayıp bir bekleyiş vardı,
Sensizlik her adımda benim ömrümü çaldı.
Kalbim bir kilit; bak şimdi elinde anahtarı,
Sevdan bir derya; ben de olmuşum girdabı.
Hadi hemen çık da gel, hasret zincirini kır,
Bu kadar beklemek her ikimize de çok ağır.
Karanlık bastırdı, umudum solgun ve kırık,
Sen yoksan gölgelerin en koyusu şu ayrılık.
5.0
100% (5)