1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
210
Okunma

Damla damla düşer zaman, camlara çizdiğim çiğ izler gibi,
Her ses, yüreğime vuran bir nağme…
Bulutlar ağlar, gökyüzü şiir yazar ıslak kaldırımlara,
Ben ise bir kelime ararım, sığınacak bir sığınak gibi.
Islak bir mendil tutuşur ellerimde,
Rüzgâr savurur hatıraları tozlu raflardan.
Sokak lambaları, titrer yağmur altında bir annenin ninnisiyle,
Ve her su birikintisi, sırlarımı saklar derinlere…
Bir çocuk koşar, suya basar umursamazca,
Ben ise ıslanan ayakkabılarımda ararım kaybolan cesareti.
Yağmur, toprağa düşen her damla ile yeniden doğar,
Ama ben, kuruyan kalbimi sulamayı unutmuşum belki de.
Şimdi bir pencere kenarı, bir fincan sıcak çay ve sessizlik,
Yağmur, gözyaşlarımı yıkar gibi yüzümden.
Belki de bu şehir, sen gittiğinden beri hep yağmurluydu,
Ve ben, sadece bugün fark ettim ıslaklığını ceketlerin…
5.0
100% (5)