4
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
420
Okunma
şimdi aşk
içinde in cin top oynayan
perili bir köşk
diz boyu vahşi ot sarmış bahçesine
dikenli teller çekilmiş
tozlu pencerelerine tahtalar çivilenmiş
ürkünç
netameli bir ürperti
boyası kabuklaşmış duvarlarda
ince bir kırgınlık
örümcek ağı kaplamış terasta
küflü bir hüzün
bir zaman önce çarpıp çıktığım ahşap işlemeli kapıda
üzgün bir el sallayış kalmış
bir yüz görümlüğü görebilmek için
anıların sepya rengini
ellerimin en ürkek hali ile tıklatsam kapıyı
sıcacık bir gülümseyişle
ardına dek yine açılır mı o kapı
o s’isli zamanın eşiğine usulca bir adım atsam
bir yaranın kabuğuna dokunur gibi dokunsam
o lepiska saçlı anılara
korkar mı o naftalin kokulu duygular
ürker mi tırabzanlarda unuttuğum parmak izleri
ya da…
geldiğim gibi sessizce gitsem
gıcırdar mı verandanın merdivenleri