4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1368
Okunma
Şimdi;
hasat zamanı
elimde tırpan
bulutları biçiyordum gök yüzünde
öbek,öbek harman harman
yağmurla düşmeliydim arza,
katre, katre avuç dolusu su
açmalı bana bağrını toprak
bin dua ile,
içime çektiğim değilmiydi ki bu?
hasretin içimde kalmış,
yıllanmış yanık kokusu.
Baş kaldırmada filizler
gücünün yettiğince firari göğe
tohum da hüzün,
ne umutlar yüklendi kanatlarına
gördünmü?
Süleyman’a amade kuş hüd hüdün
ne kuşaklar doladık beline yedi renkten,
masal gibi masmavi sonsuz göğün.
Sonra;
aşk gösterdi o,gülen yüzünü
çok uzaklardan
diz çöktü önünde vuslat,
zaman,çarkının arasına sıkıştı sevda
yanık türküler sardı gönül yaralarımı
yıkıldı nefret,öfke ve kin
yıkıldı hey hat
dile geldi dilsizler
haykırdı sessizce ve lakin,
haykırdı bir bana inat...
Murat Cetin
5.0
100% (1)