10
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
337
Okunma
Her ayrılık, içimizde bir boşluk bırakır; bazen bir bakışta, bazen bir sessizlikte, bazen de bir şiirin ortasında belirir o yokluk. “Sen Değil Miydin?” adlı bu şiir, kalpte iz bırakmış bir vedanın ardından gelen sessizliğin, sorularla örülü yankısına dönüşüyor. Her kıtada yankılanan bu soru, aslında bir sitem değil sadece; aynı zamanda geçmişe dönük bir iç döküm, bir yüzleşme ve belki de bir kabullenişin ilk adımı.
Şair, duygu denizinde savrulan bir gönlün en kırılgan kıyılarında dolaşırken; ayın suskunluğu, günün puslu hâli, kalpte uçuşan bir kuşun metaforuyla aşkın silinmeyen izlerini dile getiriyor. Her bir dörtlük, hem bir hatırlayış hem de bir unutamayış biçiminde yankı buluyor.
Gecemde ay susardı,
Gözümde gün solardı,
İçimde bir kuş vardı,
O Sen değil miydin?
Gönlümde gül solarken,
Düşlerimden koparken,
Bir gölge gibi giden,
O sen değil miydin?
Yollarda iz bırakıp,
Kalbime söz bırakıp,
Bir ömür köz bırakan,
O Sen değil miydin?
Rüzgârla gelen bahar,
Hasretle yakan diyar,
Gidip de dönmeyen yar,
O Sen değil miydin?
Hayalimde düş gibi,
Yüzümde bir kış gibi,
İçimde sırdaş gibi,
O Sen değil miydin?
Geceler ağlarken sessiz,
Kalbimden geçerken izsiz,
Sözlerim dökülür hissiz,
O Sen değil miydin?
Gözümde yaş dinmedi,
İçimde kış inledi,
Bir ömür bitmedi ki...
O Sen değil miydin?
5.0
100% (17)