Sevgili yazar yüreğinize sağlık, Mesut Çiftci'nin "Kırık Aynalar Gibi" adlı bu şiiri, derin bir yalnızlık, geçmişe saplantı, yaşama karşı bir bezginlik ve içsel parçalanmışlık duygusunu etkileyici bir şekilde yansıtıyor. Şair, metaforlar ve imgeler aracılığıyla ruh halinin karmaşıklığını ve ağırlığını okuyucuya hissettiriyor.
Şiirin Temaları:
* Yalnızlık ve Kimsesizlik: Şiirin başından itibaren hissedilen yalnızlık duygusu, "sigaranda kimsesizliğin ıssızlığı yanıyor hâlâ" dizesiyle belirginleşiyor. Eski apartman dairesinde "ev hapsinde" gibi hissedilmesi de bu yalnızlığı pekiştiriyor.
* Geçmişe Saplantı: Geçmiş, şiirin önemli bir teması. "Dış kapısı gıcırdar hatıralar gibi", "geçmişin hayaletleri gibi geziniyor odada", "Geçmişim, istila ediyor tüm zamanları" gibi ifadeler, şairin geçmişin etkisinden kurtulamadığını gösteriyor.
* Yaşama Karşı Bezginlik ve Anlamsızlık: "Aynı vaktin etrafında dönüyor ömrün", "mahsuscuktan yaşar" gibi dizeler, şairin hayatı monoton ve anlamsız bulduğunu düşündürüyor. Sabah otobüsünde uyuklayan ruhsuz insanlar imgesi de bu bezginliği destekliyor.
* İçsel Parçalanmışlık: Şiirin başlığı olan "Kırık Aynalar Gibi" bu temayı en güçlü şekilde ifade ediyor. Her bir ayna parçası farklı bir geçmişe bakıyor olması, şairin iç dünyasının dağınık ve bütünlüğünü kaybetmiş olduğunu simgeliyor.
* Bastırılmış Duygular: "Her şiirde suskun / Ve bir o kadar çığlık çığlığa geçmiş" dizeleri, şairin dile getiremediği, içinde biriktirdiği yoğun acıları ve çığlıkları işaret ediyor. Geceleri ayyuka çıkan pişmanlıklar da bu bastırılmış duyguların bir yansıması.
* Umutsuzluk ve Çaresizlik: "Kulaklar ise hep sağır! / Bağırabildiğin kadar bağır" dizeleri, şairin sesini duyurmakta ve içinde bulunduğu durumdan kurtulmakta çaresiz hissettiğini gösteriyor.
* Hayatta Kalma Çabası: Saksıdaki çiçeğin "toprağı az, suyu eksik, kökü kırık" olmasına rağmen yeşermeye çalışması, şairin kendi kırgın ve eksik haline rağmen hayatta kalma mücadelesi verdiğini simgeliyor.
Şiirin Dili ve Üslubu:
* Şiirin dili melankolik ve içe dönük bir atmosfere sahip.
* Yoğun imgeler ve metaforlar kullanılarak duygusal derinlik sağlanmış.
* Tekrarlar (örneğin "yine") ve zıtlıklar ("suskun" ve "çığlık çığlığa") anlatımı güçlendiriyor.
* Günlük hayattan alınan detaylar (çay, sigara, apartman dairesi, saat, otobüs) şiirin gerçekçi ve dokunaklı olmasını sağlıyor.
* Soru sorar gibi yapılan ifadeler ("Benim mi bu çatık kaşlar?") şairin içsel sorgulamalarını yansıtıyor.
Sonuç:
"Kırık Aynalar Gibi", modern insanın yalnızlığını, geçmişin yükünü ve yaşama karşı duyduğu yabancılaşmayı çarpıcı bir şekilde resmeden bir şiir. Mesut Çiftci, kırık aynalar metaforu üzerinden bireyin iç dünyasındaki parçalanmışlığı ve farklı geçmişlere takılıp kalmışlığını ustalıkla anlatıyor. Şiir, umutsuzluğun ve çaresizliğin karanlık tonlarına rağmen, saksıdaki çiçeğin inatçı yaşam mücadelesiyle küçük bir umut ışığı da sunuyor.

Anlamlıydı.Kırık aynalar simetridekini yansıtır.Geçmişe götüren yürekten gözlere yansıyan merceklerde hayat bulan silüetler olmalı.Aynaları birleştirmek en iyisi.Kırık parçalar insanı yorar.Üstada saygıyla.