4
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
203
Okunma
Doğdum,
Doğumumla pek bir şey değişmedi dünyada,
Ummana bir katre düşmüş gibi ücrada.
Ne yıldızlar, ne güneş, ne ay,
Ne köşk, ne bahçe, ne saray,
Ne de dünyayı değiştirecek bir olay.
Kaldırım kenarında bitivermiş bir ot gibi,
Öylesine değersiz,
Öylesine kimsesiz,
Öylesine sessiz,
Hiçliğin gölgesinde başka bir hiçlik gibi,
Doğumum.
Yaşıyorum,
Milyarlarca insan içinde alalade bir insan,
Nereden bakılırsa bakılsın her şeyi noksan.
Varlıkla yokluk arasında silik bir halde,
Yüm varlıklardan öte,
Varlığa uzak,
Yokluğa yakın,
Dönün de bir bakın
Bırakın,
Terk edilmek nedir ki?
Hiç bulunmamış bir yerde,
Karanlığın kuytu köşelerinde,
Yaşıyorum.
Öleceğim,
Bir gün bende terk edeceğim dünyayı,
Güneşi, ayı, yıldızları,
Hiç görmediğim dağları, ovaları, akarsuları,
Türlü yemişleri,
Cins cins hayvanları,
Mor sümbüllü bağları,
Bahçeleri, köşkleri, sarayları,
Renk renk insanları,
Elmaları, ayvaları, narları terk edip
Öleceğim.
Ve adım gibi bileceğim,
Hepsini bir bir şikayet edeceğim,
Toprağa karışacak,
Bir tohumla filizleneceğim.
Bu dünyada;
Bir hiç gibi doğdum,
Bir hiç gibi yaşıyoruma
Ve bir hiç gibi öleceğim.
Bileceğim...
5.0
100% (12)