0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
177
Okunma
Abdullah,
Senin adın kuldur.
Varlığın seni var edene,
Fedadır, armağandır.
Zerreden küreye ne varsa,
hazırdır O’nun huzurunda,
Hiçbir ihtimale yer yok!
O’ndan başka ilah yok...
O’nu tek tutmak bu kâinatta:
acziyet ve eksikliklerden uzakta,
beri kılmaktır bütün putlardan,
şu kirli dünyada Abdullah olmak!
“La ilâhe” her sözden yeğdir, ancak
göründüğü kadar kolay değildir
O’nun sözünü üstün tutmak,
İmanı, inancı, bizi diriltir...
Abdullah,
Taif’te nasipsizlerin ellerindeki taşlar
Bugün kardeşlerinin avuçları arasında
Bize değer durmadan, yüzümüz gözümüz,
Hep kan revan içinde, şu kahırlı gönlümüz.
“İllallah” diyorsun ya sen,
Yüz çeviriyorlar, menfaatleri uğruna
Hakikati eğip bükenlerin sofrasına
Oturdukça yorulursun Abdullah
Lâ ilâhe demeden, illallah diyemezsin,
yok saymadan küçük dünyalı egoları,
Hırslarına esaret yemini etmişlerin,
bağlarından, zincirlerinden kurtulamazsın.
Seni tutsak kılmak adına koşarlar,
rahvan atları ardına salıp evvela
boynuna arzuları, hevesleri ve dünyayı,
kalbine sararlar şehvet sarmaşıklarını.
Sen O’nun huzurundasın her daim,
unutma Abdullah!
Cennet yolunda, rıza makamını gözetmelisin,
aksi halde, eyvah!
Dilinde, kalbinde bir mühür gibidir:
Söyleminde eyleminde hep O’nu söyle.
Sen O’nu söyledikçe, sesini kısmak için
Bazen bedenini bazen ruhunu yakarlar.
Yakacaklar.
Sen yine de, çokça söyle O’nun adını,
İçinden kur ubûdiyet saltanatını,
Aman haset dağlarında uyuyanarı
uyandırmadan, sessizce yürü Abdullah!
Bazen dünyayı karşına alıp da,
Söyle Abdullah
Haykır Abdullah
...
Lâ ilâhe illallah!
Zeynep Zuhal Kılınç
5.0
100% (2)