9
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
362
Okunma

Lal bir şiirde saklı gizi bir de göğün renginde solan bahtı…
Yalıtılmışlığın tanrısı idi hayaller dibi tutan yarınların öyküsü…
Tokuşan kadehler
Bahtsız kaderler
Zemherilerin ağrısında
Zanların susmayan çağrısında
Bir çan eğrisinde de öte
Çığırından çıkan insanlık
Kayıp ve revnak bir izde peyda olan tutkular
O manivela ki:
Kırık tekerin kırık sazın kopan telinde
Bir bardak suya hücum eden
Öfkesini banan zalim
Yalnızlığın neşrinde solan çiçekler ölen çocuklar
Kayrası iken hüzün, keder
Yüklü kaderin tekerlek izi
Kayıp ve dağınık binlerce hikâye
Sır tutan sevdanın yanık teninde
Bir renk daha soldu
Ve bir gün daha kayboldu
Allah’ın gücüne ve adaletine sadık onca ruhu
Kutsayandı elbet sevgi ve Tanrı
Minvaller devingen
Zalimler sürüngen
Zanlar kanlı ve adeta zamlı tarifesi zulmün
Bir mihenk taşı olsa ne ki yaşam?
Ölüden bozma cihan
Garbında acının nöbet tutan
Kindar ve zalim ülkeler
Peyda olmuş adeta birer tiyatro sahnesi
Oysaki bu bir oyun değil bir kıyım
Son perde tedavülden kalkmamışken de
Sabırla hamt etmekle iştigal iman dolu yürekler
Şükre binaen elbet umuda dair
Bir bekleyişten de öte umut ve tevekkül yüklü kader
Zımparalanmış kara yürekler
Gölgesine âşık iblis ve kâfir
Boyutsuz bir izlekte saklı
Duaların gücü Rahmanın Aşkı
Rabıtanın gölgesi
Efkârın devindiği
Sanrılar sancılı
Teyakkuzda melekler
Sanrılar acılı
Tevazu yüklü göğün kodamanı
Bulut ve kuş ve şair
Buhranı dinmezken ömrün de dinmeyen vardiyası
Kan tutmazken zalimi
Ötelenmiş bedenler
Ön sözü kâfirin ne ki ne?
Son sözü söyleyecek elbet Huda…
Bakaya kalan nice gülüş nice yakarış
Bekası hüznün devasa bir izlek sır yüklü
Yerin göğün solan tebessümü
Kaynakçası aşk ve umutsa mazlumun
Masumiyetin çığ gibi büyüdüğü
Mezarların kürediği kadar ölümü
Mimleyen bir kitle
İmhası kötülüğün
İtibarın zedelendiği değil asla
Mıhlanmış nice yürek
Mihenk taşı olsa gerek her gerçek
Üstü örtülü cihan
Afaki bir gelecek
Arzı endam eden yeni günün öğretisi
Önsezilerin tırmandığı bir dağ iken hidayet
5.0
100% (13)