1
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
293
Okunma

Hadi be evlat, hadi
Uyan artık, silkelen bu kış uykusundan
Hak yolunun yolcusuyuz hepimiz,
Vatan diyoruz, bayrak diyoruz, ezan diyoruz…
Allah, Allah diyoruz
Bir bir şehadet şerbeti içiyor gencecik fidanlar,
Toprak, körpe bedenleri bağrına basıyor.
Söyle be evlat, Allah aşkına söyle,
Kaç "Çanakkale" daha sığar bir ömre
Uyan evlat, uyan
Kaybedilen canlarla hatırlanan vatan sevgisi,
Dilin ucundaki üç-beş kelime…
Hepsi de uçup gidiyor rüzgarla,
Tıpkı gelenlerin gittiği gibi.
Ama bak
Ana babaların yüreğindeki acılar dinmiyor,
Ve bir ömür dinmeyecek de…
Dillerindeki ahlar yankılanıyor gök kubbede
Bak evlat, iyi bak ve gör
Bir ömre sığar mı Çanakkale...
O zaman düşman belliydi, saflar belliydi evlat.
Ama şimdi kim dost, kim düşman, belli değil.
At izi, it izine karışmış,
Çakallar sarmış vatanın dört bir yanını.
İçerisi puşt dolu, dışarısı puşt dolu evlat..
Ne yapacağız bilmem…
Ama girdik bir değirmene,
Dönüyor da dönüyor…
Öğütüyor bizi un gibi, farkında olmadan.
Zaman dar, zaman acımasız,
Ve alem hepten puşt.
Hadi be evlat, hadi,
Uyan artık bu uykudan,
Yürümek bu yollarda çok hayırlıdır,
Ve hayırların da hayırlısı vardır unutma evlat.
Şehadet, öyle nasip olmaz herkese,
Ama mertebe budur evlat,
Budur bizlere en çok yakışan.
O şehadettir evlat…
Allah hakkı için çıkılan bu yolda,
Toprağı kanla sulanmış vatan uğruna,
Göklerin süsü al bayrak uğruna,
Okunan şu ezanlar uğruna..
Hadi be evlat, hadi.
Kaç Çanakkale daha yaşanır bir ömürde.
Kaç vatan sağ olsun nidası yükselir daha semaya
Uyan evlat…
Uyan artık.
Uyan..
*
Mehmet Demir