4
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
288
Okunma
Bir uzak sabahta denizin kederi,
Rüzgâr toplar ellerim,
kaybolur her şey.
Karanlığın ruhu sustuğunda belki,
Nehir yataklarıyla suları sırtlar,
gizli bir şey.
Bir ayağımda dünya, ağır ve yorgun,
Soluğum geçti buradan,
Az önce burada,
yüzüme düş biçti ağaçlar,
Alnımın aydınlığı yosun dalgını solgun çiçek
-dilsizim-
Satır arası boşluğun güneş ısıtan lekesi,
Harf kıran üşümüşlüğün mevsim çığına astım ellerimi.
Geçip giden şeylerin su söylenceli gazelinde,
Aydınlatırken uzakları ateş, büyüdü saçlarımda kızıl.
En çılgın dudaklar, gözlerimin aynasını ıslıklar,
Kanar ay, buruşur parmağımın ucu,
kelime ıslağına.
Ne zamandır burada, tepeli yumruğun çocuk ayaklı siluetine,
Kül döker yeryüzü, yüzüme baksın kuş kuytusunda.
Uyuduğum yol, göğsüme yapraklarını açan düş renginde,
’Sus’ geceyi, zaman şiirin derinliklerinde kayboluyor.
Her şey oluyor,
kapatılan kapılar gemiler taşıdığında,
Gün bu gün yeniden ve
sonsuz doğuyor
.