0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
145
Okunma

Sislerin arasına karışmış bir yalnızlık,
Belirsizliğin kıyısında, sonsuzluğa açılan bir eşikte.
Toprak yorgun, gökyüzü solgun,
Bir adam gidiyor, nereye olduğu bilinmez.
Ardında bıraktığı adımlar siliniyor,
Her iz, sisin içinde kayboluyor usulca.
Ne geçmiş ona ait, ne gelecek,
Şimdi, sadece rüzgârın sesinde saklı.
Bir ağaç var, kökleri toprağa tutunan,
Dallarında unutulmuş bir hikâye.
Zamanın elleriyle eğilmiş gövdesi,
Tanıklık etmiş kaç ayrılığa, kaç dönüşe?
Adam yürüdükçe dünya daralıyor,
Varlığı, gölgelerle yarışıyor.
Ne kadar ileri gitse de,
Hiçlik onunla birlikte yürüyor.
İnsan bazen kaybolmak ister,
Bir iz bırakmadan, bir ad bile koymadan.
Kendi içinde sessizce silinmek,
Bir sabah rüzgârında savrulmak ister.
Ama belki de kaybolmak,
Kendini bulmanın en sessiz yoludur.
Sislerin içinde silinen her adım gibi,
Geçmişin yankısı düşer toprağa usulca.
Ve belki de bu bir kayboluş değil,
Zamana karışıp yeniden doğmaktır aslında.21/01/2018
5.0
100% (1)