3
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
208
Okunma

Karanlık düşlerim vardır benim,
Dört nala sevdalarım.
Sessiz gülüşlerim saklıdır,
Kızıl bir gecenin terleyen sabahında.
Bir çift göz yakar içimi,
Kıyametten arda kalan bir yangın gibi.
İçimde suskun bir şehir büyür,
Adını fısıldayan rüzgârların eşliğinde.
Ömrümün eşiğinde bekler bazı anılar,
Ne gider ne kalır,
Sadece susar,
Bir sonbahar akşamında dökülmeyi bekler.
Kelimeler peşim sıra sürüklenir,
Gözlerimin yangını bacadan tüter.
Deliksiz bir uyku düşler aklım,
Bilmem, hangi kör kuyuya atıldım?
Vicdanım kimseye nedamet etmez,
Elimde kor, bıraktığım ahım.
Kar beyazı süstür,
Zamana yenik düşen yaşım.
Geceyi bıçak gibi kesen sessizliğim,
Yıldızsız gökyüzünde yankılanır.
Unutuluşun kıyısında beklerim,
Ne düşerim ne de yükselebilirim.
Ne sessizliğin bekler sabahı,
Ne sensizliğe duvar olmuş şiirim.
Ne suskunluğum bulur sesimi,
Ne zaman… Kasım sonbaharında
Düşmeyi bekleyen sarı yapraklar gibi.
Zaman, avuçlarımda ufalanan bir taş,
Her kırıntısı bir hatıra.
Söyle, hangi dua siler beni?
Hangi rüya geri getirir o gözleri?
5.0
100% (5)