Sana bu satırları sekizinci koğuştan
Kalemimi sabrıma banarak yazıyorum.
Kağıdım örselendi gözümdeki yağıştan
Hicranımı feleğe sunarak yazıyorum.

Orda hava soğuktur sıkı giyin üşüme
Merakımı borç ettim, dizginledim peşime
Lavanta saçlarını sererdin ya döşüme
Kokusu üzerimde sanarak yazıyorum.

Her taraf ayna dolu küfür çok kolay burda
Kaçan keçi bir tabur -hey hey- bir alay burda
Akıllı olduğunu söylemek olay burda
Şuurlu yanıma sırt dönerek yazıyorum.

Bir odada tek yatak ve üç ayaklı masa
Pencerede cam yokta parmaklık tıka basa.
Çapalayıp aklımı bırakmışken nadasa
Çok’tan vazgeçtim. Az’a kanarak yazıyorum.

Dualarım Allah`ım seni sakınsın diye
Gözden ırak olsan da cana yakınsın diye
Ellerim uyuşmasın, yazım okunsun diye
Morfinin etkisini yenerek yazıyorum.

Ömür atım küs şimdi yaşamak terkisiyle
Dudağım sevişmedi mutluluk türküsüyle
Ürkek bir sığırcığın yem olmak korkusuyla
Cinnet tepelerine konarak yazıyorum.

Metin ol ve üzülme, yaş sızmasın gözünden
Taviz verme kimseye karakterli özünden
Ecel sefer sayılı hayat otobüsünden
Sondurak denen yerde inerek yazıyorum.