(Bu şiir; 2000 yılında kurmaylık sınavından birliğine dönerken yaptığı trafik kazası sonucu hayata veda eden, değerli abim merhum üsteğmen Murat ERDİNÇ anısına yazılmıştır. Mekânı cennet olsun...)




Bir cümleye bin manâ gerek anlatmam için
Sınav çetin, soru güç, zor mülâkat birader...
Çoğul eklerle süslü beynimde ``nasıl, niçin?``
Cevap topal, formül de bitmiş tâkat birader...

Söyle; Kim üzdü seni, yaşamaya darıldın?
``Eğilirsem yuh!`` derdin, şerefinle kırıldın.
Üniforman nerde ki, kefenlere sarıldın?
Omzunda üç damla kan, rütben kat kat birader...

Allah sevdiği kulu genç yaşta alıyormuş
Dünyada ki ameller mizana kalıyormuş.
Görev başında ölen şehit sayılıyormuş,
Kardeş duasını da hesaba kat birader...

Belki ``hoşçakal`` değil, ``Elveda``ydı gidişin
Ciğerleri felç eden bir vedâydı gidişin
Avaz avaz susturan son nidâydı gidişin
Senden sonra almadım dünyadan tat birader...

Anam anlatırdı hep: Kırk kurban, nazla geldik.
Bir kundakta yeşerdik, hazana hızla geldik.
Aynı karna sığdık ta, dünya ya fazla geldik
Şimdi boynum bükülü, kalbim sakat birader...

Vasiyetin marş oldu, gözün açık kalmasın.
Vatan emin ellerde, kabrin gam la dolmasın.
Operasyonda yoran dağlar gibi olmasın,
Sana ovadan geniş olsun Sırat birader...

Tek kanadı kırılan kuşlar uçmuyor abi.
Güller aşı tutmuyor, tekrar açmıyor abi.
Yedi yıl tez geçti de, acın geçmiyor abi.
Hicranım her dem taze, neşe bayat birader...

Eski Ali`n yok şimdi, görsen tanıyamazsın
Yüzüm gülmüyor diye beni kınayamazsın
Ecel tek kullanımlık, tekrar sınayamazsın
Gözümden kan damlıyor, hüznüm rahat birader...

Yirmidokuz yıl boyu her hâlin örnek oldu,
Yeni yaşına sürpriz, mezarda girmek oldu.
Bana karşı tek hatan: Bensiz can vermek oldu
Varsa hakkım helâldir. Huzurla yat birader...




Ali ERDİNÇ