Fatih’in yaptığı bir kutlu seferle gelen,
Cennet vatanda olan bir ilçemiz var bizim.
Savaşlardan çıkarak büyük zaferle gülen;
Şan, şerefle nam salan Çayeli’miz var bizim.

Destanlara yazılmış altın harflerle dolu,
Kuvayı Milliye’nin asaletli bir kolu,
Kahramanlık timsali, vatan sevdası yolu;
Adını çaydan alan Çayeli’miz var bizim.

Yeşillikler süslemiş bereketle her yeri,
Yüksek minarelerden gelir ezan sesleri...
İlimle irfan yaymış âlim müderrisleri;
Rahlesi saklı kalan Çayeli’miz var bizim.

İlçenin kaderinde sırtına yük alarak,
Millî Mücadele’de gazi, şehit olarak,
Arazide çalışıp köyde huzur bularak,
Camide namaz kılan Çayeli’miz var bizim.

Yanık sesli bülbüller aşkla geliyor dile,
Çukurluhoca Babik Medresesi ilimle,
Hacıbaşı Camii inliyor kubbesiyle;
Tarihiyle anılan Çayeli’miz var bizim.

Ağaran Şelâlesi, Pileki Mağarası,
Eğnaçor ile Karos, Çirmaniman Yaylası,
Kuspa’nın Tepesiyle muhteşem manzarası;
Bizi sevdaya salan Çayeli’miz var bizim.

Heybetle bakar durur tarihi konakları,
Derelere karışır kıvrılan ırmakları,
Muhabbetle içilir çay dolu bardakları;
Karadeniz’e dalan Çayeli’miz var bizim.

Coşkulu dereleri Karadeniz’e akar,
Yaylaları, dağları karlı, dumanlı bakar,
Çay fabrikalarının bacaları çay kokar;
Tulum, Kemençe çalan Çayeli’miz var bizim.

Yürekleri yakıyor yeşili, mavisiyle,
Atma türkü başlıyor kemençenin sesiyle,
Temel’in fıkrasında başındaki fesiyle;
Hayranlıkla bakılan Çayeli’miz var bizim.

Ezan, bayrakla coşup, vatan, millet diyerek,
Geçmişten geleceğe azimle yürüyerek,
Hamsi tava üstüne muhlamayı yiyerek;
Suyunda şifa bulan Çayeli’miz var bizim.

Şenliklerde, düğünde şairler gelir dile,
Türkülerin sesleri akar gider sahile,
Yazın bereketlenen çayluklarda çay ile,
Alımyerleri dolan Çayeli’miz var bizim.

Denizlerde yol alıp, deryaları aşarak,
Heyecanla aşk ile seller gibi taşarak,
Engelleri yıkarak, hedefine koşarak;
Tüm dünyaya açılan Çayeli’miz var bizim.

Halk Şairi Adem İmdat KESİCİ
ÂŞIK HOCA ADEMÎ