0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
45
Okunma
hâlâ iki dudağının arasında
ve hâlâ sana esir biri var
incitirken yüreğimi hatıralar
önüme düşer gölgen aniden
hiç durmadan tüter sigaram
etrafımı çepeçevre sarar anılar
bilirim ki bir yerde atan nabzın var..
seni öpüp koklamaktan ziyade
ve gözlerine öylece bakmaktan evla
bilmek varlığını ve hissetmek sıhhatini
gönlüme derin bir ferahlık katar..
ey saçından düşen tek bir tele kurban olduğum
ey yeryüzünün en güzel baharı
niçin bakmazsın hiç yüzüme
neden bir ses vermezsin şu kış günlerinde?
sessizliğinin ürpertisinden buz keser her yanım
yokluğunun iniltisi sağır eder kulaklarımı
âmâdır senden gayrısına gözlerim
bir tebessüm taltifiyle hoşnut etmeye yok mu insafın?
sen dünyanın aydınlık yüzü bense ebedî karanlık
zamanla anladım birimiz yokluk birimiz varlık
sen güzel kokunla anımsatırken çiçekleri
ben sararıp dökülen sonbahar yaprakları
oysa kıyamam koparmaya dalından
isterim ki hep açsın goncaların
fakat soldu gençliğim ömürlük hasretinden..!
hadi gel tut elimi karışalım denizlerin dalgasına
birlikte simit atalım bembeyaz martılara
yedi cihana hatta uçan kuşlara
söyleyelim sevdamızı nârâlarla
yazılsın yedi gök üstünde inci harflerle aşkımız
tüm cihana bedel inan bir anlık kavuşmamız
hadi öldür sükûtunu dile gelsin bu sevgi
inan bu deli aşık mütemadiyen seni sevdi...