16
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
593
Okunma

… O, çocukluk yıllarım asla unutulmayan!
Yoğurda hep yumrukla bandığımız o yıllar!
Rüzgâr gibi geçerken, kaçtıkça tutulmayan!
Hayatı hep toz pembe, sandığımız o yıllar…
Ekmek elden su gölden yuvarlanıp giderken!
Kekikli yaylalarda koyun, kuzu güderken!
Yaratanın rızkını, büyüyerek öderken!
Besberrak pınarlardan, kandığımız o yıllar…
Kader yüzlere gülüp duvara mıh çakmazken!
Kevgir gibi ceplerden, tek metelik çıkmazken!
Sevda, bir gün elini, gönlümüzden çekmezken!
Yar peşinde tutuşup, yandığımız o yıllar…
… Derken aile olup, çol çocuğa karışıp!
Geçim derdine düşüp, hep son sürat yarışıp!
Bazı gün hayata küs, bazı günler barışıp!
Geçmiş ebe, ecdadı, andığımız o yıllar…
Artık keyif vermeyen, aynalara takarken!
Bembeyaz saçlarına her gün ağıt yakarken!
Benim mi bu yüz diye tekrar, tekrar bakarken!
Hep en ince dallara, konduğumuz o yıllar…
Getirecekmiş gibi, geçip giden yılları!
Tükenmiş takat ile, yürünülen yolları!
Tutup sarmalamaya, açılmayan kolları!
Andıkça bakakalıp, donduğumuz o yıllar…
İşte hayat bu diye kendimize rol biçip!
Yetmişi çoktan aşan, yılları seçip, seçip!
Artık dar boğazlardan, çok zorlanarak geçip!
Hayatın son kısmını, sunduğumuz o yıllar…
Karaman- 2025/01
Halil Şakir Taşçıoğlu
ÜSTATLARDAN:
Sen, ben kavgası yoktu bir idi özlerimiz
Hiç kinaye bilemezdik, açıktı sözlerimiz
Paramız yoktu ama gülerdi gözlerimiz
Kuru ekmeği suya bandığımız o yıllar
Birdenbire bozuldu sanki hayat rüşt ile
Örselendi itikat hadislerde keşt ile
Her bayram arifesi avludaki teşt ile...
Abu zemzem diyerek, yunduğumuz o yıllar... .......................... Alibaba
5.0
100% (29)