Selam Karadeniz’e, selam cennet vatana,
Selam çayla fındığı toplayıp ta satana…

Dereler taşar gelir, akar Karadeniz’e,
Fındık bahçelerinden selamlar olsun size…

Yeşil Karadeniz’in şen olur yaylaları,
Sevdalı yürek gibi duman alır dağları…

Tulumla kemençenin duyulur yanık sesi,
Karşı beri türküler olur horon neşesi…

Şimdi tulumcu çalsın bize bir yol havası,
Kuzinede beklesin bizi hamsi tavası…

Görenler hayran kalır yeşili mavisine,
Martılar eşlik eder dalgaların sesine...

Rüzgâr fırtına olur, yağmurlar vurur cama,
Dizlere derman olur kuymak ile mıhlama...

Karadeniz’in meşhur fındığı var, çayı var,
Bulunan icatlarda mucitlerin payı var…

Dünyaya meşhur oldu Temel’i, Fadime’si,
Anlatılan fıkralar güldürüyor herkesi…

Bin derde derman olur yayla çiçeği balı,
Yeşili mavisine sevdalıyım sevdalı…

Muhabbete can katar Trabzon’un hurması,
Kışın ocakta kaynar lahananın çorbası…

Derelerde dolanır allı pullu balıklar,
Yüreklerde saklanır kaybana sevdalıklar…

Düğünlerde duyulur türkülü horon sesi,
Enişte ikram eder Akçaabat köftesi…

Atmaca gelir konar karayemiş dalına,
Kışın cana can katar Rize’de mandalina…

Muhabbet arasında içilir demli çaylar,
Karadeniz’de olur fıkra gibi olaylar...

Yaz gelince meyveler birer birer toplanır,
Kışın yiyelim diye serenderde saklanır…

Çayların üzerine kış gelince kar yağar,
Dünyaca meşhur olan kuru fasulyemiz var..!

Rizeli Halk Şairi Adem İmdat KESİCİ (ÂŞIK HOCA ADEMÎ)