2
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
251
Okunma

İlahi bir renk olduğunu bilemedim öncesinde sessizliğin ve de kalemim de minnacık bir aparat:
Aşkın hadislerinde seken iklim misali
Dikilesi bir mezar taşı
Aşkın cennet mezarlığında saklı
O ufacık ayrıntı
Sessizlik ve mezar ve ölüm
Hibe ettiğim dünüm
Kefil olduğum kadar mahremiyetime
Yırtık idi öncesinde mintanı şiirin
Göz gözü görmezken,
Söyle neydi hissettiklerim?
Kabrim mi?
Bir de ölü kibrim.
Kandilim sönmeyen
Afaki bir bulut peyda olan ansızın
Oysaki sema aydınlık ve pür-neşe kuşlar
Ayırdında olmadığım bir ayrılık
Her halükarda yağdı yağacak
Yağmur
Közümde yangın
Korumda sevda
Her zerremde yüce Huda…
Meylettiğimdi iklim
Mealimdi sonbahar
Taşı taşı bitmez yüküm
Taşkınlığa ne hacet?
Taçlandıkça hüznüm
Bekası kalemin
Mağdur gülüşlerim ne ki ne ki?
Kundaklanmış bir kere yaz yaz bitmeyen öyküm.
Duraksızdı notalar
Ve gam yüklü.
Solfej ve sol anahtarı
Dünümde saklı piyanomun fildişi tuşları
Satırlarımda saklı
Yalnızlığın büyüsü ve buğrası…
Salkım saçak hüzün
Şiirdir illa ki defansı ömrün.
Kıtalar aştığım
Bir sonbahar sabahı
T/aşkın meziyetleri
Sev ve hayal et ve bekle…
5.0
100% (9)