0
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
247
Okunma
Gürül gürül
Patlatırken
Ve
Boşalırken gök
Vakte ve
Yere
Anca
Uyuya kalmıştı
Dalmıştı ağırlaşan
Bayılan kapakları
“Aida Opera”sının gösterimi
Devam ederken ekranda
Zorlamaktan
Yerinden çıkmış gibi
Ağrıyan omzuna
Batarken ara ara
Mızrak gibi acı
Yarı oturur gibi
Koltuğunda
Rüzgarlarla vuran her
Damla, çılgın
Islaklığını sürüyordu
Çarpıyordu bir yandan
Puslu hırçın yüzüne
Gecenin
Yağmalıyordu
Kazıyarak tozları, boyaları
Camlarından
Duvarlarından
Ovalayıp sağarak cilalıyordu
Dışarda
Islığından uğultusuna
Eğilen bükülen
Savrulan zeminlerin
Sustukça
Haykıyordu
Gök, yere
Sustukça
Yükselirken ateşi
Sabrı bulutların
Düşürürken yıldırımları
Çatlatırken, flaşı
Işığıyla yararken
Perdesi aralık sonu
Karanlığı
Ve
Sustukça
Parliyordu hayali
Yarı kendinden geçik
Ayılırcasına rüyadan
Islak ve nemli
Boynunu geriye attı
Bir an
Dik tutabildiği
Yastığa
Sımsıkı kapattı
Gözlerini
Bağlayarak
Göğsünde ellerini
Hıçkıra hıçkıra, aktı
Sele, yele karıştı
Uyuştukça kasıldı
Dokunamadıkça hasreti
Çoğalan
Azalan
Dağlanıp da
Saramayan
Bağrında
Uyuyamayan
Sesi
Sayıklarken
İsmini
Sen Yağmur’sun
Ben Toprağın
5.0
100% (6)