Kalbi uyanık bir kuşak bağlıyken sırlarına
Bir tutam huzur güvenç kalır sılama
Kırmızı başlıklı bir efkar ile
Cin Ali’ye söv
gülerde dileklerimi sunuyorum bir dilekçede
Garip bir kulvarda göklerim üşürken sana
nasıl davetiye çıkarır diye ürkerim
Aya boncuk bağlıyan yaralarda
zulamda
Bal üstünde tutulan
bulutlarda
Güneşe s/akladıklarında bir şarkı mırıldanırken
Gecenin karnında uyur sökükleriyle
Sevgi papuçlarını en hüsna yerine
Dökmeliyim kumlarla bir mum gibi yani
Islık ve de sanyanyoz körebesine iblis kalırken
Bu yörede imzalar
Sana verilmeden üşüyorum sayısız harflerinde
Kucaklanırken
Yani kabuğumdan çıkmadan önce
Bir fikir gibi yaymalıyım seni yarama
Aya birkaç n’asırlı elleriyle değdirmeliyim
Seni gözlerinden de ürken aynasında
Yasaklı bir kulvarda
dökmeliyim rahmetine
Kundakta duran kadim bir yolun papuçlarına
Sılamda kıy(a)meti vaveylâ
Işıklar sobelenmişken karnında bir dağın
Yasak bir ülkesini daha doğurmamışken
Varsay ki döşemişim halıları
Seni soframda beklerken ölmüşüm
Daha neye varır sonu hazin bir öykünün
Aya karşı gazetelenmiş şişelerle
Volta atıyorum
Gezgin imgeler...