3
Yorum
40
Beğeni
5,0
Puan
555
Okunma

Sen varsan
Ben de varım…
Varlığınla
Ben
Öksüzlüğü son bulan
Ben analı babalı
Ben mutluluk sahnesinde
Baş rol oynayan bir çocuktum
Ve sen vardın ya
Gönlümün kıyı köşesi gül çiçek
Zemherim, karakışım dahi bahardı
Hayallerin hüzün tuvalinde
Solgun bir resim şimdi
O mutluluk sahnesi
O gül çiçek bahar mevsimi
Uyanmışım düşten gerçeğe
Hayıflanmalarım hizasız
Sesinde tarifsiz bir ayaz
Toroslardan kar taşırken nefesin
Gözlerinin karanlığı zindanım
Mekânım oldu yüreğinin boşluğu
Ve şimdi dudaklarında üşüyorum ben
Sonu üç noktalı
Ve başlıksız bir hikaye…
Ağır aheste geçen yıllar
Kalabalıklar içinde
Sonu ıssızlığa çıkan yollar
Ahhh İsimsiz caddelerde
Peşinden koşmuşluğum.
Ahhh solgun ışıklı sokaklarda
Ardından baka kalmışlığım.
Ve hiç tanımadığım bir yabancıya
Sen diye sarılmışlığım
Kaç defa
Yeniden, yine diye diye
Yanaklarımda konuk gözyaşlarımla
Bir belediye otobüsünün kasveti
Kalbimi darlayan karmaşayla
Sana gelmek için yollara düşüp
Kaç kez indim yolun yarısında
Senin olmadığın duraklarda
Aklımdan çıkmayan
En kıymetli anımızın anısı
Geçmek bilmeyen saniyeleri zulüm olan
Bir saat kulesinin kaidesine yaslanıp
Adını biz koyup zamanı katlettim
Gövdesinde adımız yazan akasya
Umutlarımın dar ağacı
Yüzü yas günü kaldırım taşları
Yılgın adımlarımın şahidi olsa da
Kaç defa yıkıldım ama yine kalktım
Yeniden, yine seni, sana deyip
Ömrün saçlarıma asılı
Gönlümde renk cümbüşüyken varlığın
Yarım kalmış hikâyemizin
Hazan yaprakları Eteğimde
En kıymetli hazinem şimdi
Sana yakıştırsam da
Kahvemin kokusu
Sigaramın dumanıyla
Gökyüzüne yükselen
Tenimdeki titreyişleri
Ve içmeden sarhoşluğumla
Sen benimsin ben de seninim desem de
Hepsi ama hepsi
Silik bir hatıradan ibaret şimdi
Ve anladım ki
Geliş ve gidişten ibaret denilen hayat
Sadece gidenlerin arkasından
Ortaya koyarmış gerçek yüzünü
Sadece gidenlerin arkasından
Hüzünlükent Narin
5.0
100% (24)